
Eh be Necmettin hoca ne diyeyim ki ben sana? Yaşın vardı seksene, sen göçüp gideceksin ama bizlere kimselerin sahiplenmediği, daha doğrusu sahiplenenlerin bile içinden çıkamadığı bir belayı miras bırakıp gideceksin. O tarafta ne kadar huzur içinde olursun Allah bilir, belki Münker ve Nekir yanına dikilince aşağıda bıraktığın sahneler biraz olsun içini sızlatır da pişman olursun, en azından ilahi adaletten kendini kurtarmak adına. On iki, on üç sene olmuştur heralde bu belayı başımıza saralı. İnsanın çektiği dili belası.
Üniversite dönemi, o sahneler hiç gözümün önünden gitmiyor. Şimdi ben kampüsten uzaktayım ama o sahneler hala daha beynimin içinde bir bir kendilerini duvarlara vuruyor. Türbanlı-başörtülü artık siz adına ne derseniz- takan arkadaşlarımız, diğer öğrenciler, fakültede daha dolmuştan iner inmez, kimileri kendilerine başlarındaki örtüyü çıkarmak, kimileri de peruk takmak için ilim irfan yuvasında ilk ziyaret edilecek bina köşelerine koşuşturuyorlar, sanki birer vebalı gibi. Bu insanların çektiği vicdan azabının ilk müsebbibi sen sonrakiler de rejim konusunda bir bez parçasından korkacak kadar halka güvenmeyen, laikçi geçinen zat-ı muhteremler.
Sadece başı inançları gereği örtülüler değildi o zamanlar bu ızdırabı çekenler; kimisi modaya uyup kafasına geçirdiği boneli, bandanalı kızcağızlar, özel güvenlik görevlilerinin zebellah gibi kollarına yapışarak: Ya o başınızdakini çıkarın yada kampüsten çıkarmak zorundayız, şeklindeki yaklaşımlarına maruz kalan o insanların gözlerindeki korku ve nefreti sizlerin hissetmesini ne kadar arzu ediyorum bir bilseniz!

Sokaklarda çarşaflı ananın yanında gezen dekolte kızları hiç gören yok bu yorumları yapanlardan. Çarşaf, en mutaassıp ailenin fikrinin sokağa yansımasıdır. Bu tutumda olan aielerin kızları dahi dekolte veya başı açık dolanabiliyorsa analarının ve babalarının yanında, öne sürülen toplumsal baskı tezini çürüten en makul delildir. Demek ki o toplumsal baskıyı ortaya çıkaracak aile otoritesi dahi tarumar olmuştur bu devirde. Öyle fildişi kuleden tez sallamakla topluma bir fayda sağlanmaz aydın efendiler.
Şimdi bu iki ucu boklu değeneği kim nasıl tutup da yaslanacak büyük merak içerisindeyim. İktidar talip oldu ama seçimlerin ardından yüzde 47 oy alan iktidar partisine, "halkın darbesi" manşetleriyle destek veren yalaka aydın(!) medyamız sağolsun "darbe isteriz de darbe" diye yırtınarak vazgeçirmeye çalışıyorlar şimdi.
E hocam! Milli görüş ne diyor bu konuda, var mı bu çıkmazdan kurtulmanın bir yolu?
Bence var ama onun için de yaklaşık 72 milyonluk Türk halkına güvenmek gerek!
Mustafa Kemal bu güveni mandacı İstanbul hükümeti ve halifeye karşı göstermişti zamanında on iki milyonluk anadolu halkına.
Şimdi sıra sizde!
Bi düşünsenize türbanlı okullara almadılar. Bu ne demek? bir insan şortla sokağa çıkmaya alışmadıktan sonra belli yaştan sonra sokağa şortla çıkabilir mi? ailesinden çarşaflı değil modern örtünme yaptıysa yıllardan beri üniversite yıllarında çıkarabilir mi? Müslümanmısın diye sorduklarında elhamdüllilah müslümanım diyorlar sonra türbanlı okula sokmuyorlar. türbanın takılması büyük küçük herkesin camiye gitmesi (zorlanma olmadan)ne neden engel olmuyorsunuz neden darbe yapılmıyor o zaman...Camiye gidenleride engelleyin müslüman ülkesi değilse. Türbanlı kişilerin evlatları askerde şehit düşüyor neden bunun ailesi türbanlı denmiyor...Sizi korkutan bayanların başlarındaki bez parçası mı? Size zorla başınızı örtün diyen mi var?
YanıtlaSil