Rus basınında Kosova'nın bağımsızlığı
Kosova’nın bağımsızlık ilanı Rus basınında geniş şekilde yer alırken, Vedomosti gazetesi, “Şüpheli Bağımsızlık” başlığıyla yayımladığı haberde, Kosova’nın bağımsızlığıyla bu ülkedeki devlete ait mülkiyetin durumunun ne olacağı sorununun da ortaya çıktığı belirtildi.
Haberde, bağımsızlık ilanının, uzmanları Balkanlar’da oluşabilecek “Büyük Arnavutluk” konusunda da düşündürdüğü kaydedilerek, “Yugoslavya’nın dağılmasının ardından Kosova’da devlete ait olan birçok yer özelleştirilmedi. Sadece 2000 yılından beri Amerikan, Fransız ve İsviçreli şirketlerin kurduğu bir konsorsiyum tarafından yönetilen metalürji fabrikasının değeri 5 milyar dolar civarında. Bu açıdan bakılınca devlete ait mülkiyetler konusu büyük bir tartışma konusunu oluşturacak gibi” denildi. ...
Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bağapş da gazeteye yaptığı açıklamada, “Kosova’nın bağımsızlığı kabul edilirse, Trans-Dinyestr, Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığının da çoktan kabul edilmesi gerekiyor. Bu bölgeler hem tarihi, hem de siyasi açıdan bağımsızlığı daha fazla hak ediyor. Ancak çifte standart uygulanması yüzünden ABD’lilerin isteğiyle Kosova bağımsızlık elde etti” dedi..*
Rusya'nın KKTC'ye bakışı ve Kosovanın bağımsızlığı
Putin, Kremlin’de yerli ve yabancı gazetecilerle yaptığı görüşmede, Batı’nın Kosova sorunuyla ilgili tutumuna anlam veremediğini dile getirdi. Putin, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yaklaşık 40 yıldır bağımsız olduğunun, ancak Batı’nın KKTC’yi tanımayarak çifte standart uyguladığının altını çizdi. Her ne kadar Kosova sorunu ile KKTC sorunlarının temelinde farklı etkenler yatsa da, Putin’in sözleri gerçeği yansıtmaktadır. Başta AB ve ABD olmak üzere Batı dünyası, bir kez daha çifte standartlı bir yaklaşım içine girmiştir.
Diğer taraftan Rusya’nın tutumu hiç şüphesiz, KKTC’nin haklarını savunduğu anlamına gelmemekte. Hatta tam tersine Moskova’nın izlediği siyasetten, Kremlin’in sanki tüm “dondurulmuş sorunlar”ın aynen devam etmesinden yana olduğu sonucuna varmak mümkündür. Kosova’nın bağımsızlığı Sırbistan, Rusya ve hatta BM sistemine rağmen gerçekleşti. Bu durum, uluslararası etkinliğini artırmaya çalışan ve tekrar süper güç olma hevesindeki Rusya için bir mağlubiyettir. Dolayısıyla Putin ve Rus yetkililerinin Kosova ile KKTC’yi karşılaştırmalarının sebebi açıktır. Rusya’nın konuyla ilgili tutumu aslında Annan Planı ile ilgili tutumuna çok benzemektedir. Nisan 2004’te BM Güvenlik Konseyi’nde Kıbrıs konusunda yapılan oylamada Rusya’nın vetoya başvurmasının asıl nedeni, referandum öncesinde taraflara baskı uygulanmamasını istemesi ve Rusya’nın fikirlerinin alınmaması idi. Rusya’nın Kosova konusundaki tutumu da, “kardeş Sırbistan”ın toprak bütünlüğünü savunmasından ziyade, Moskova’nın görüşünün dikkate alınmaması ve Rusya ile Sırbistan’ın kaderlerinin birbirine benzemesinden kaynaklanmaktadır.*
Güney Osetya sorunu nedir?
Oset halkı Kafkaslarda yaşayan ve kökleri Saka (İskit) halkına kadar uzanan eski bir halktır. Sakalar, M.Ö. 700 dolaylarında Karadeniz'in kuzeyinde egemen olmuş Türk halklarından birisidir. (İskitler hakkındaki bilimsel veriler Yabancı Kaynaklara Göre TÜRK KİMLİĞİ / Fark Yayınları- kitabımda ayrıntılı biçimde verilmiştir.) İskitlerden sonra bölgede Sarmat, Alan gibi Türk kökenli halklar egemen olmuşlardır. Daha sonra Batı Hunları bölgeyi ele geçirmişlerdir. Yani, bugün Gürcistan'ın ezmeye kalkıştığı Osetler, tarihsel kardeşimiz olan bir halktır. Stalin'in kasıtlı olarak iki parçaya böldüğü bu ülkeden Kuzey Osetya, Rusya Federasyonu içindedir. Burada 900 bin Oset yaşamaktadır.
1992 yılında Sovyetler dağıldıktan sonra Güney Osetya denilen bölgede yaşayan 100 bin kadar Oset, bağımsızlığını ilan etmiştir. Aynı süreçte Kafkasya'daki diğer bir Türk halkı olan Abhazlar da bağımsızlık yoluna gitmişlerdir. Bu iki halk da Gürcülerle savaşıp onları topraklarından attılar.
Osetya'da Gürcistan'ın otoritesi de yöneticisi de yoktu. Saakaşvili ABD'yi arkasına alınca Osetlere saldırdı. Bir gecede tam 2 bin Oset'i öldürdü. Katliama uğrayan halkın 30 bin kadarı perişan biçimde kuzeye kaçtı. Bu ortamda Rusya, Güney Osetya'nın davetine uyup bölgeye girdi. Gürcü askerleri buradan kovuldu.
Şu an, bir gecede 2 bin Oset'i öldüren Gürcüler, masum veya mazlum gibi gösterilip Osetler ve Rusya ise hain-kötü-şer güçleri ilan edilmiş durumdalar.
Sovyetler Birliği içinde eskiden beri var olan Osetlerin, Gürcüler, Ermeniler gibi bağımsızlık ilan etmeleri doğal hakları iken bunu Gürcistan'ın yok saymaya kalkışması, Sovyet sonrası gelişmelere tamamen ters bir durumdu. ABD, Rusya'yı kuşatmak için Gürcistan'ı yanına alınca, Gürcüler, Osetler'i ezmeyi planladılar ve sonunda işin içine Rusya girdi.
Türkiye Cumhuriyeti, Rusya gibi çok önemli bir devleti düşman haline getirme yanlışına girmemeli, Osetlerin ise en eski kardeşlerimizden birisi olduğu unutulmamalıdır. AKP hükümetinin milli kimlik temelli değil ümmet temelli bir fikriyattan kaynaklandığını düşününce; Osetlere karşı kayıtsız kalmamızın devam edebileceği tehlikesi de ortaya çıkıyor.*
Kafkasya kazan, Kıbrıs kepçe
Bakü’den yola çıkan petrolün ve doğal gazın ucu Tiflis üzerinden Ceyhan’a ulaşıyorsa;
Ceyhan’a gelen petrol ve doğal gazın İsrail’e kadar uzatılması “procesi” varsa;
Ceyhan’ın tam karşısında da Kıbrıs ve Kıbrıs’ın Karpaz’ı varsa…
Onbeş gün önce temeli atılan Kars-Tiflis-Bakü demiryolunun “muhtemel” güzergâhındaki, Gürcistan’ın doğusu ile batısını birleştiren demiryolu Rus askerleri tarafından dinamitleniyorsa;
Ve bu “muhtemel” demiryolu hattının Akdeniz’deki son durağı yine Kıbrıs’ın karşısında bir yerlerde tam dört ayrı noktada denize ulaşıyorsa;
Kafkaslar koca bir kazan ve Kıbrıs da onun kepçesidir efendiler.
Ve şu sıralar kazanın altına birileri devamlı ateş taşımaktadır.
Rusya taşımaktadır, Amerika taşımaktadır.
Kafkasya-Kıbrıs ilişkisi bununla da bitmemektedir.
Biz Kafkasya’yı konu alan yazılarımızda ısrarla ne demiştik?
“Lâf iyi anlaşılmadı galiba, bir daha tekrar edelim; Türkiye’nin toprak bütünlüğünü savunuyorsanız, Azerbaycan’ın da, Gürcistan’ın da, Rusya’nın da, Irak’ın da toprak bütünlüğünden yana olmanız lâzım.
KKTC’nin de..
Biraz zorlarsanız, ‘Türk kontrolünde’ olmak koşuluyla KIBRIS’ın da.. ‘Türkmen kontrolünde’ olmak koşuluyla Kuzey Irak’ın da”.
Kalktılar, “bağımsızlık için” Gürcistan Elçiliği önünde gösteri yaptılar.
Abhazya ve Osetya’nın “Kızılordu” işgalini alkışlayan bağımsızlığı; Kosova’nın Amerikan bayraklı bağımsızlığından farksızdır.
Gürcistan “kontrolünden” çıkıp Rus egemenliğine girmek midir “bağımsızlık”?*