Kısa dalga yayın

24.09.2012

Türk milliyetçiliği ile hesaplaşmanın zamanı geldi

0 yorum
"
...
düşürülen türk uçağı için suriye’yle, başa geçirilen çuval için abd’yle, mavi marmara’da katledilen türkiye vatandaşları için israil ile hesaplaşamayan davutoğlu, ulusalcılıkla hesaplaşma hazırlıkları yapıyor.
terör ülkeyi kan gölüne çevirmişken, anneler ağlarken, şehit cenazeleri yürek yakarken, davutoğlu, terörle hesaplaşmak yerine “ulusculukla hesaplaşmanın zamanı” geldiği yönünde ferman irat ediyor.
aynı zamanda bir akademisyen olan davutoğlu’nun, ulusçuluğu (milliciliği) “ayrıştırıcı kültür” olarak nitelemesi, indirgemeci bir anlayışın tipik örneğidir. unutmamak gerekir ki, yalnız “ulusçuluk” değil her türlü düşünce, inanç ya da ideoloji ayrıştırma aracı olarak kullanılabilir. ancak “haçlı seferleri” konu edilerek dini inançlar, mezhep mücadeleleri esas alınarak inanma biçimleri, etnik kavgalar gerekçe gösterilerek ulusçuluk “ayrıştırıcı kültür” olarak ilan edilemez!

varlığını bir milletin kimliği ve aidiyetleri ile ilişkilendirmeyenler için millilik (ulusçuluk) hesaplaşılması gereken bir olgu olabilir.
milli egemenlik yerine, milletler arası kuruluşların egemenliğini koymayı amaçlayanlar, toplumların milli direncini kırmadan bunu başaramazlar. ilginçtir, ulusçulukla kavga edenler, bunu hep bir başka ülkenin ulusal çıkarları için yapmaktadır.

milliyetçilikle, millilikle hesaplaşmak, küresel güçlerin bölge üzerindeki politikalarıyla uyumludur. zira küresel güçlerin, arz üzerindeki egemenliklerinin etkisi, milli direnişlerin kırılma kapasitesiyle doğrudan ilişkilidir. küresel güçlerin önü, ancak milli kültür aşılarak, milli devlet tarihe gömülerek ve nihayet milliyetçilikle hesaplaşılarak açılabilir.

küresel pazarın sınırlarını genişletmek için, milli yapıların etnisite, evrensel dinlerin de mezhep ya da cemaat birimine indirgenerek küçültülmesi gerekir. sınırlar yani gümrükler, uluslararası sistemin öngördüğü ölçüde gevşek ve geçirken olmalıdır. üniter yapılar bu sistemi destekleyecek hale getirilmelidir. eski abd başkanı clinton, bu gerçeği “küreselleşme gevşek sınırlar ister, üniter devlet yapıları küreselleşmeye uygun değildir” diyerek ortaya koymuştur.
...
özcan yeniçeriyeniçağ gazetesi *

12.09.2012

kürtçüler neden bağımsızlık talebinden vazgeçti?

0 yorum
son yıllarda kafamı kurcalaması sebebiyle kendimce cevaplar bulduğum sorudur.

şu pkk denilen bölücü terör örgütünü az çok biliriz; bağımsız bir kürdistan devleti hayaliyle senelerdir bu milletin kanını, canını sömürdü, türkiye karşıtı ve türkiye'yi uzaktan kumanda ile idare etme heveslisi güçler tarafından abd, ab zaman zaman suriye, iran beslendi, desteklendi.

biliyoruz ki bu terör örgütünün amacı ülkemizin doğu ve güneydoğusunu da içine alan bir bölgede bağımsız bir kürdistan devleti kurmak-tı.

son 2-3 yıldır acaba ne oldu da bağımsızlık taleplerinden vazgeçip türkiye'nin bütünlüğü içerisinde özerklik talebine çark ettiler?

tvlerde gazetelerde güya terör uzmanları, uluslararası ilişkiler uzmanı, analistler bu konudan hiç bahsetmiyorlar.

bu konuda ben size hiç bir yerde rastlamayacağınız bir analizde bulunayım.

terör örgütü neden bağımsızlık talebinden vazgeçip özerklik talebine asılmaya başladı?

1. öncelikle terör örgütüne, lojistik, siyasi ve askeri destek sağlayan güçlerin başında gelen, abd, fransa, yunanistan gibi ülkeler artık büyük bir ekonomik krizle cebelleşmekteler. yunanistan malûm; ekonomik olarak batık ab desteğiyle ayakta duruyor, ab ise neredeyse büyük bir varlığını yunanistan'a yatırmış durumda. abd içinde bulunduğu cari açık temelli ekonomik kriz dolayısıyla sıkıntıda, harcamaları kısma noktasında vatandaşa yönelemiyor, vatandaşları da savunma harcamaları konusunda yönetime tepkili, obama'nın koltuğu sallantıda. sırf bu nedenlerle küresel operasyonlarında maliyeti açısından artık terör vb nedenlerle doğrudan müdahale yerine "halk isyanları" tertip edip operasyon yapacağı ülkenin muhaliflerini kullanma yönünde bir yöntem izliyor. bakınız: mısır, libya, suriye. fransa desen libya'da nato'yu işin içine sokmasına rağmen işi eline yüzüne bulaştırmış durumda. işte bu nedenlerledir ki bölücü terör örgütü (pkk, kadek, kongra-gel, kck artık neyse) bu kaynaklardan umudunu kesmek zorunda kalmaktadır. bağımsızlık talebinin peşinde koşsa dahi türkiye'ye karşı sırtını dayayabileceği destekçileri artık can çekişmektedir. libya, suriye gibi operasyonel işlerde ne kadar çaresiz kaldıkları türkiye'yi diplomatik olarak kullanmaları nedeniyle gözler önünde. artık kendi kamuoyu karşısında köşeye sıkıştıkları için giriştikleri operasyonları doğrudan sahiplenemiyor orta doğu'da türkiye'yi taşeron olarak kullanmayı tercih ediyorlar.

2. terör örgütünün bağımsızlık talebinden vazgeçip (şimdilik) özerklik üzerinde yoğunlaşmasının bir başka nedeni 1. maddede saydığım destekleri kaybetmesiyle birlikte kck denen örgütlenmesinin çoğunluğunun tutuklu olması ve yargılanmalarına devam edilmesi hasebiyle yeniden teşkilatlanmayı, bağımsızlığa gidilecek yoldaki finansmanı türkiye'ye yıkma çabalarıdır. 

dtk denen ne olduğu belirsiz yapılanmanın güya özerklik talebini incelerseniz bunun ip uçlarını görebilirsiniz. türkiye nezdinde bekledikleri vergilendirme konusunda pozitif ayrımcılık (sanki bölgeye daha ne kadar pozitif ayrımcılık uygulanacaksa) bunun en basit işaret fişeğidir.

3. iran, irak sınırlarında hüküm süren kaçak ekonomisi, sınır ötesinde terör örgütü tarafından kaçakçılara uygulanan gümrük haraçlarının aktığı kaynakların kuruması tehlikesi bağımsızlık taleplerinin ertelenmesine yol açmaktadır. olası bir bağımsızlık, şimdi dönen kaçak ekonomisi, halktan toplanan haraçlar yani kısacası bölgedeki yasa dışı, kayıt dışı ekonomik unsurlar belli bir zümre tarafından kullanılmak yerine halk ile paylaşılmak/ alınmasından vazgeçilmek durumunda kalacaktır. bu durumda çeyrek asırdır çoluk, çocuk gençler dağlarda can verirken avrupa'da, suriye'de irak'ta bu rantiyeden faydalanmakta olan terör örgütünün yönetici zümresinin işine gelmemektedir. 

4. şimdi planlanan özellikle anayasa çalışmalarına ikinci resmi dil, ana dili eğitimi gibi unsurları da sokabilmeyi, vergi gelirleri bakımından pozitif ayrımcılığın devam ettirilmesini sağlayacak olan federatif bir çatı altında, daha da ileride bağımsızlığı öngörülen sözde kürdistan için alt yapı ve örgütlenme maliyetlerini türkiye üzerine yani türk milleti üzerine yıkmaktır. 

özetle benim öngördüğüm; terör örgütünün ve ona eklemlenmiş siyasi yapılanmanın şimdilik bağımsızlık talebinden vazgeçmesi ve özerklik üzerine eylemlerine devam etmesinin temel nedenleri bunlardır. ağustos 2011