Kısa dalga yayın

25.09.2007

Sharbat Gula'nın gözleri

Sharbat Gula,1972 tevellüt Peştun kökenli bir Afgan kızıydı. Sovyetler ve afganistan arasindaki savaşta öksüz kalan bu Afgan kızı,1984 yılında Pakistanda, bulunduğu mülteci kampındayken Steve McCurry tarafından çekilen fotoğrafının National geographic dergisinin 85 yılı yayınında yayımlanmasıyla birlikte dünya gündeminde savaş mağdurlarının bir ikonu olarak yerini aldı.

Debra Denker Haziran 1985 sayılı dergide hikayesine "Bu kızın adını hiç bilemeyeceğim" sözleriyle başlarken Sharbat Gula'nin küresel savaş mağdurlarının bir ikonu haline geleceğini tahmin etmiyordu anlaşılan. Zümrüt gözlerinden, ailesini yitirmenin acısı, insanlara karşı duyduğu güvensizliği ve yaşananlara gölzerine bakacaklara yaşadığı bölgedeki ızdırabı öyle güzel anlatıyor ki bu bakışların üzerine hiç bir şey yazılmasına gerek yok.

O zümrüt gözler, bir zamanlar topraklarında barışı tesis etmek için BM vesilesiyle Sovyetlerle, Afganistan arasına giren Abd'nin 12 yıl sonra topraklarına bomba yağdırmaya başlayacağını nereden bilsindi. Futuristler bile o zaman böyle bir şeyi öngöremiyorlardı.

Sharbat'ın adını sanını bilen yokmuş o zamanlar ama adına ne gerek var, gözlerinin söylediklerinin yanında. Zamanında Afgan Kızı'nı fotoğraflayan Mccurry, 1985 teki Afganistan hikayesini yazan Debra'nın "Bu kızın adını hiç bilemeyeceğim" sözünü haksız çıkarmak için kendine ahdetmiş ve 2001 yılında düşmüş Afganistan topraklarında Sharbat'ın izinin peşine. Ve sonunda Sharbat'ın abisini tanıyan birisinin aracılığıyla ulaşmayı başarmış, her zaman ki alışkanlığıyla boş durmamış bu sefer de 29 yaşlarına ulaşmış olan Sharbat'ı, 18 sene sonra yeniden fotoğraflamış, hem de bu sefer Sharbat'ın eline, fotoğrafçılığının şaheseri Afgan Kızı portresiyle süslenmiş dergisini tutuşturarak. "Hey yavrum be neler başarmış adam". Gözlerinin şeklinin hiç değişmediğini ve o fotoğraftaki kızın bu kadın olduğunu göz şeklinin analizinden teyit etmiş. Evet haklı Sharbat'ın göz şekli değişmemiş ama değişmeyen birşey daha var ki o da yaşadıklarının farkına varmış gözlerin daha bir öfkeli söyledikleri. Sharbat o zamandan bu zamana çok şey yazamış; 90ların ortalarında bulunduğu mülteci kampından büyükannesi ve dört kardeşiyle birlikte ayrılarak karlı dağları bir battaniyeyle ısınmaya çalışarak aşmış ailesinden kalanların dışında 6 kişiyi zulme kurban vermiş. Mısır, bugday, pirinç ve ceviz ile hayatlarını devam ettirmeye çalışmışlar, okul, sağlık ocağı, yol ve su olmayan memleketleri olan köylerinde.

Bu bakışların karşısında, Sharbat'ın yaşadıklarını, gördüklerini, hissettiklerini anlamamak mümkün değil. 12 yaşındayken dünyadan bihaber korku ve çekingenlikle söylediklerini şimdi daha bilinçli bir şekilde haykırıyor. Acaba bu çekilen fotoğrafın ardından başka bir bombardıman daha başlar mı? gür bir sesle yeniden küresel dünyada ben varım diyen Rusya güçlenmeye başladıkça, başlamaz diye kim garanti verebilir Sharbat'a. Amaan nolcak canım olursa öyle bir saldırı-savaş, Mccurry objektifinden dünyaya haykırtacak yeni zümrüdi Afgan gözleri bulur.

1 yorum:

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.