Kısa dalga yayın

18.12.2009

Kurtlar Vadisi Pusu senaryosundan gerçeğe yansıyanlar

0 yorum


Senaryodan gerçeğe yansıyanlar arasında en önemlisi son günlerde gündemde olan açılımla ilgili basın ve yayında yer alan İçişleri Bakanının yaptığı açıklamada Meclis gündeminde bulunduğundan söz edilen Kamu Düzeni Müsteşarlığı çalışmaları.
Kurtlar Vadisi seyircileri ve fanatikleri bilirler ki dizide kurulan kamu güvenliği müsteşarlığının başına Gladio tarafından kullanılmış ve halen daha gladio amaçları için kullanılmaya çalışılan Büyük İskender namlı dizi şahsiyeti geliyor.

Bir ara basında epey pompalanan, ne iş yaptığı  belirsiz bir terörle mücadele koordinatörlüğü kuruldu, ABD ile istihbarat paylaşımı falan yapıldı, güya. Bu ülkede bilinen 3 tane istihbarat birimi olmasına rağmen bir de kamu düzeni müsteşarlığı kurulmaya çalışılıyor. İstihbarat temelli örgütlenecek olsa gerek olmadı aynı terörle mücadele koordinasyonluğu gibi kurumlar arası koordinasyonu sağlama maksatlı kofti bir teşkilatlanma olur sanırsam.
3 tane kurum arasında koordinasyon sağlanamıyorken şimdi kurulmaya çalışılan başka bir teşkilatla ne amaçlanıyor, insan  merak etmiyor değil hani...

17.12.2009

Suçlu esnaf değil devletin güvenlik güçleridir

0 yorum
Hep riya hep riya!
Gazete köşelerinde ve ekranlarda hep riyayla karşılaşıyoruz. Kapatılan DTP nin ardından Muş Bulanık'ta ortalığı ayağa kaldıran şehir eşkıyalarının zulmüne defalarca kafa tutan esnaf sonunda kirişi kırıp kalaşnikofla açtığı ateşle iki kişiyi öldürmüş.

DTP ve PKK nın defalarca yaptığı kepenk kapatma çağrısına hiçbir sefer uymamış ve tek başına kafa tutmuş (Kynk: Hurriyet, Metehan DEMİR) olan bu kişi şimdi basın-yayında linç ediliyor. Hani bir benzetme vardır: "Hırsızın hiç mi suçu yok", diye aynen o misal.

Gazetelerden, ekranlardan şehir ve dağ teröristlerinin baskılarına boyun eğmek zorunda kalanlar veya gönüllü bu eyleme katılanlar defalarca aşağılandı, acizlikle ve devlete güvenmemekle suçlandılar.
Oysa şimdi bu durum canına tak etmiş esnaf elindeki silahla, malını canını korumaya kalkıyor ve haberlere bakın ki adam artık "saldırgan" olarak manşete çıkıyor. Sanki sokağı yerle yeksan eden, ateşe veren o soysuz köpekler sokakta gezintiye çıkmış da adam da keyfinden ateş açıp öldürmüş.
Tuh sizin iki yüzlülüğünüze.

Burada konu ile ilgili yazdığım hemen her yazıda söz ettim; Devlet, bu ülkenin dağına taşına şehrine kasabasına devletliğini gösterecek. Ne demişler "Ya devlet başa ya kuzgun leşe...".
Devlet otoritesinin hüküm süremediği yerde soysuz köpeklerin önünü almaya vatandaş yeltenir işte.
Helal olsun adama; ben de o adamın yerinde olsam aynı şeyi yapardım.
Sana laf diyenler senin .aşşağını yesin emmi!

13.12.2009

Terörün sırtında demokrasi yürümez

0 yorum
DTP denen bölücü söylemlerin odağı kapatıldı, sevincim büyük fakat ülkemizdeki terör sorunu için avuntu duyulacak bir durum değil. Bu parti, kişiler gider başkaları gelir; daha önceleri de değinmiştim Avrupada olsun Habur gibi kamplarda olsun yüzlerce insan bu bölücü ideolojik eğitimden geçiyor.
Önemli olan bu bölücü eğilim ve ideolojinin dayandığı terörü dağdan kazıyıp atmak.
DTP liler çıkmışlar, kapatmayla ilgili basın açıklaması yapıyorlar ve şunlara benzer söylemlerde bulunuyorlar; " biz demokrasi mücadelesi için meclise girdik fakat bize terörist dediler."

Aman nasıl da duygusal bir savunma. Ulen daha düne kadar meclis kürsüsünde, meydanlarda bağırıp çağırıyordunuz Tuğlukuyla, Aynasıyla; dağdakiler teröristse biz de teröristiz diye. Şimdi noldu, bu ağlaklık ve dönekliktir? Meclis kürsüsünde, mitinglerde biz de teröristiz diye esip kükrerken iyiydi de AYM  bunlar vbden  ötürü partinizi kapatınca mı mazluma döndünüz, dönekler, omurgasızlar.

Demokrasiymiş! Hadiyin lan ordan. Yok baskmış- batasunaymış, sein feinmiş Avrupadan ottan boktan bir sürü referansa dayanmaya çalıştınız ama onların hiçbiri gibi bu terör belasını sona erdirme cesareti gösteremediniz. Gerçek demokrasi özgür toplumlarda ortaya çıkar, sizin yaptığınız terörün sırtında esip gürlemekten başka birşey değildir.
Silahların gölgesindeki terörün hegamonyasından vazgeçemediniz. Ağanızdan korktunuz, aşiretinizden, nüfuzunuzdan korktunuz. Asla ve asla bölge insanını düşünmediniz. Mecliste siz olmasanız bölge halkı da memleket de bişey kaybetmez.
Düşünce özgürlüğünün ağza geleni değil, akla geleni söylemek olduğunu bir türlü öğrenemediniz.

Ve maalesef ki korkum; Devletimiz gereken bağımsız dirayeti gösteremediği sürece terör belası ABD nin arzuladığı, bölge kukla bir devletleşme/federalleşme sağlanamadığı sürece devam edecek.

6.12.2009

Merhaba Memleketim

0 yorum
Yirmi gün olmuş neredeyse buralarda klavye oynatmayalı.

Memleketi ben mi kurtaracağım caaaaanım? Benimkisi burada "Sıkıp dert olacağına sal derman olsun" misali derdimi sıkıntımı paylaşmak.
Hasılı, hayırlı bir işe giriştim ek olarak bayram vesilesiyle büyükleri ziyaret işine girişince süreyi buralara vakit ayıracak kadar değerlendiremedim.

Şu Danıştay meselesi önemli benim için çünkü katsayı farkının ortadan kaldırılmasına, mesleki öğretimden yetişmiş biri olarak sevinmiştim ama yürütmeyi durdurma konusunda yandaş basının "Hani yetki YÖKteydi" kabilinden tafralarından doğan acınası halleri güldürüyor insanı. Danıştay, katsayı konusunda önceden yetkinin YÖKe ait olduğunu belirtmiş ama bu sefer ki yargılaması yetkili olup olmaması değil bilakis bu yetkinin doğru kullanılıp kullanılmamasına ilişkin. Öğrenecekler ama kendi tv kanallarında gazetelerinde bu doğruları anlatan olmadığı için bunların samimiyetine inanan insanları sömürmeleri sona ermeyecek. Benim anlatmam bir yere kadar kendi çevremle sınırlı...

Her neyse Öcalan köpeğinin(köpekler bile bu kadar adi olamaz ama hayvanların affına mahcuben işte) kafesinin dar gelmesi bunların bahane edilip yandaşlarının halk düşmanlığını sergileyerek kamu malına insanların malına zarar vermesi elbette yenilir yutulur cinsten eylemler değil. Hele ki yandaş basın ve tvlerde (özellikle samanyolu, kanal 7, 24 vb.) bunları soruşturması süren örgütün yaptığı tezi tam safsata, bu teze inanırsak Başbakanın o sözde terör örgütünün başı olması sonucuna varmamız gerekir gibime geliyor.

Hayret bir de nasıl olmuşsa ABD de Yahudi lobileri Erdoğanla görüşmeyecekmiş, ne kadar ilginç!

Zor arkadaş zor bu yandaş, satılmış yalamalarla uğraşmak.