Komşu iki köy bir merayı paylaşamazlar. Kanun, jandarma falan başedemez bu ikiHalkı terör belası sebebiyle muazzam acı yaşıyan bir ülke. Gazeteler, televizyonlar yaşanan acının büyüklüğünden dem vuruyorlar. Her gün şehirlerde binlerce insan ellerinde bayraklarla bir araya gelerek teröre lanet okuyorlar 20 gündür. Meydanlardaki kalabalık büyük bir birlik sergiliyor görünse de maalesef gerçek öyle değil. Bir şehir, birkaç sivil toplum örgütü bir öğle saatinde halkı bir araya getirmek için öncesinde ev ev dolaşıp “bayraklarınız ellerinizde teröre lanet mitingine bekliyoruz” ilanları dağıtıyor ve söz konusu günde birilerini şehir meydanında toplamayı başarıyor. Bir kaç gün sonrasında Cumhuriyet Bayramı’nda yani 29 Ekimde bazı sivil toplum kuruluşları yine yerel basında ve televizyonlarda yaptığı duyurular sayesinde öğlen saatlerinde öncekine nispeten daha fazla insanı bir araya getiriyor, amaç yine aynı “teröre lanet”. Aynı günün akşamı valiliklerin resmi programlarında yer alan bir etkinlik “Cumhuriyet Yürüyüşü”, amaç teröre lanet olmasa da bu amaç öngörüsünde “Cumhuriyet Yürüyüşü” şeklinde isimlendirilmiş sloganların, heyecanların ellerdeki bayrakların “teröre lanet” mitinglerinden hiçbir farkı yok. Bunu valilik düzenliyor milli eğitim desteğiyle öğretmen/öğrenciler, aileleri ve bürokratik personelin ailelerinin katılımına ek olarak bundan haberdar kişilerinin katılımının sağlandığı bir yürüyüş. Hele iktidara %47 oy oranıyla hükümet yolunu açan kesimin çoğunluğu, iktidara ihanet olur düşüncesiyle bu milli yasta dahi meydanlarda kendini gösteremiyor. Paramparça bölük pörçüğüz; milliyetçi, ulusalcı,faşist, komünist, laikçi, dinci…
hasım köylüyle. Sonunda karar verirler; toplanacaklardır merada ve kozlarını
paylaşacaklardır. Her bir köyün halkı kahvelerin toplaşır ve belirledikleri saatte merada toplaşa kararıyla karşı köyle hesaplaşacakları günün sabahını beklerler. Köylerden, Yukarı Köy’ün halkından bir deli cesaretiyle nam salmıştır civarda. Ama Aşağı Köyün nüsufu da yukarı köyü üçe beşe katlamaktadır. Neticede kararlaştırılan gün merada karşı karşıya gelirler. Aşağı Köyün 400 varan yiğidi karşılarında Yukarı Köy’ün tek delisini görünce tabana kuvvet köylerine geri dönerler. Aşağı Köyün kahvesine vardıklarında kahvede oturan ihtiyarların “Ne oldu?” sorusuna, liderleri şu cevabı veririr;
biz 400 kişi tek başımıza meraya vardığımızda Yukarı Köyün delisi hep beraber üzerimize saldırdı biz de kaçmak zorunda kaldık!
70 milyon tek başımızayız, bir millet hep beraber olamıyoruz.
Amaç aynı, sloganlar hemen hemen aynı, birlik olarak dile getirilenler aynı ama hiçbiri beraber değil. Bu acı gerçeği kendim yaşadım ve ülkemin her yanında yaşandığını içim yanarak seyrediyorum.