Kısa dalga yayın

30.09.2007

Neresi olsak acaba ülke olarak?

Artık bir karara varsak da toplum olarak hepimiz gönlü ferahlasa. Ne mümkün kıstas alınan her bir memleketin bir açmazı var. Kendimize benzeyecek bir memleket bulamadık gitti. Acaba cumhuriyet kurulurken hangi memlekete benzeme arzusuyla kurulmuştu diye düşünüyorum. Hiç öyle araştırma yapacak halim yok, klasik tarih derslerimizden öğrendiğimiz tek şey var muassır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak. Peki şu güncel Türkçe sözlükte "çağdaş" olarak karşılanan muassır medeniyet nedir? Kelime kökünden hareket edersek "asra, çağa" ayak uydurmuş bir medeniyet. Çağımız ne çağı? Taş veya cilalı taş olmadığı kesin. Kimilerine göre uzay kimilerine göre bilgi, kimilerine göre teknoloji cart curt çağı diye nitelenip duruyor içinde yaşadığımız zaman. Ne çağı olursa olsun bir devletin varacağı en üst nokta;
  • yoksulluğun-yok edilmesi doğaya aykırı bence- en aza indirgendiği,
  • bireylerin özgürce istedikleri öğrenimi alabildiği,
  • anadillerini rahatça konuşabildiği,
  • fikirlerini özgürce dile getirebildiği,
  • dinlerini gönüllerince yaşayıp başkaları tarafından bağnazlık yobazlıkla suçlanmadıkları,
  • ekonomisinin yabancı sermaye elinde olmadığı,
  • doğal kaynaklarını kendisinin işleyip pazarlayabildiği,
  • ülke bütünlüğü açısından tehlike arzeden etkenlere karşı müdahale konusunda diğer devletlerden olur almak zorunda kalmadığı,
  • istihdam konusunda işletmelere yeterli imkanların tanındığı,
  • mevcut rejimi konusunda paranoya yaşamadığı,
  • laikliğin dinsizlik, din ve vicdan özgürlüğünün tahakküm olarak algılanmadığı,
  • bankalarının yabancı semayeden ziyade güvenilir yerli sermaye elinde olduğu,
  • insanların sokaklarda korkmadan yürüyebildiği,
  • vergilerin verilen ücretin üçte ikisi kadar olmadığı,
  • yöneticilerini akrabalarının ve kendilerinin ceplerini doldurmaktan önce halkı düşünebildiği,
  • kendi zirai ürünleri depolarda çürürken dışarıdan ithale girmediği,
  • çiftçinin sattığının ektiğinin maliyetini karşıladı,
  • sebze ve meyvenin üretici elinden bir liradan çıkıp da pazarda on liraya tüketiciye ulaşmadığı,
  • 11 senelik ilk ve orta öğrenimde her sene aynı bilgilerin çocukların kafasına kakılmadığı,
  • yüksek öğrenimin bir ekmek kapısı olarak görülmediği,
  • devlet memurlarının işçilerle aynı haklara sahip olduğu ve aralarındaki ücret farkının uçurum olmadığı
  • adaletin ve yüksek mahkemelerin iktidara göre tavır almadığı
  • devlet personeli seçiminde torpilden ziyade liyakatın önde tutulduğu
    bir devlet yönetimini sağlayabilecek bir düzeyde olmasıdır.

    Bu özelliklere sahip bir devlet var mı yeryüzünde, bence yok? O yüzden ki Mustafa Kemal, muassır medeniyetlerin üstünü işaret ediyor.

    Süper güç olarak nitelenen ülkelere bakıyorsunuz; ya laik değil ya şeriat var ya faşizm hüküm sürüyor ya da halk sömürülüyor. Hepsi hikaye, bir ülke gel ben her imkanı sağlayacağım benim rejimimle devam et varolmaya dese olmaz tutmaz bu ülkede. Çünkü biz İslamla cumhuriyeti kucağımıza alarak çıktık yola bu ülkenin kuruluşunda. Ve dünyada bizim gibi başka bir devlet de bulunmuyor. O yüzdendir ki istesek de herhangi bir ülkeye benzeyemeyiz. Ancak ve ancak bir ülkenin benzemek istediğimiz tarafını alabiliriz. Hindistan'ın bilgi devrimini, Malezya'nın ekonomik devrimini, AB'nin hukuki devrimini örnek alarak ilgili alanlarda benzeşme sağlayabiliriz.

    Bence medya horozlarına kulakları tıkayıp, bugünkü gibi boş, beleş, yapay paranoyalarla beynimizi, fikrimizi meşgul etmeyip asıl dikkati vermemiz gereken halkın huzuru noktasına çekmemiz gerek tartışmaları.
  • Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder

    Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

    Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
    Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
    Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.