Kısa dalga yayın

30.07.2010

Arınç'tan boy pos siyaseti

0 yorum
Bülent ARINÇ, Kılıçtaroğlu'nun meydanlarda ettiği laflardan dolayı açıklamalarda bulunmuş ama en komik olanı ve AKP , Arınç zihniyetinin artık tıkandığını belirten ifadesi ise şöyle:
'Bu adam mı' diyor 'kıvırtıyor' diyor Şu kadar boyuyla bir şeyler söylüyor. Kardeşim sen yani niçin 'hayır' diyorsun. 'Hayırda 'hayır' var da onun için'. Bir genel başkan bunu söyler mi?
Bu adam kendini artık ne zannediyorsa; muhalefetin genel başkanları, milletvekilleri, vatandaşlar artık bu ülkede yaşayan kim varsa konuşmadan önce kendisinden icazet alacak, kendini o kadar ulu bir şahsiyet olarak görüyor muhterem. 
Ve artık ilkokul çocukları gibi söyleyecek bir lafı olmadığından kendine muhatap gördüğü kişinin boyuna posuna sarıyor işi... Komik! İşte bu zihniyete sahip kişiler bu devletin başında.

25.07.2010

Ben böyle ADNKS sisteminin...

0 yorum
Arkadaş, tamam, güzel, iyi bir sistem yapılmış ama anlaşılan o ki daha beta aşamasında.
Karşı komşu taşındığında gidip adres beyanında bulunmuş; onu tutup bizim adrese almışlar doğal olarak biz taşınmış görünmüşüz.

Be hey sazanlar! Siz bu sistemi niye kurdunuz? Hiç aklınıza gelmiyor mu peki bu taşınan adam ne cehenneme gitti diye. Kadın taşındık diye geliyor, sormuyorsunuz peki bu evdekiler nereye gitti diye ama biz kayıt için yanlışlık olmuş diye gidiyoruz; o zaman da e burada oturanlar nerede, bul getir diyorsunuz. Dangalaklar bu adrese taşındım diyene neden sormazsınız bu evdekiler nereye gitti diye? Veya kayıttan çıkardığınız kişilerden, o zaman niye beyan almıyor musunuz?
 Üstelik düzeltme, kayıt, itiraz süresi de düğün koşturmacasına denk gelmesin mi? Züttürük bir sistem eksiği yüzünden şimdi referandumda oy kullanamıyoruz. sizin yaptığınız sisteme sokayım parmağımı e mi!

20.07.2010

Darbenin çocukları darbelerden medet umuyor

0 yorum
Başbakan ve şürekası, referanduma sunulacak olan anayasa değişikliği konusunda propaganda için darbeleri ele almış. Güya bu referanduma "evet" dendiği takdirde 12 Eylül darbesiyle hesaplaşılacakmış, Türkiye'de bir daha darbe olmayacakmış. Kimse bir daha 28 şubata, 27 nisana teşebbüs edemeycekmiş...
Artık bunun taahhüdünü kim nasıl vermişse cevabını bulamadım.
Bu referanduma "evet" dendiği takdirde kimse darbeye yapmaya yeltenemeyecekmiş, korkacakmış çünkü yargılanabileceklermiş... Ba ba ba... Sanki şimdi silahlı kuvvetlerdeki generallarin onda biri (artık ne kadar üst subay var bir allah bir de yandaş basın bilir) hükümeti devirmek için terör örgütü kurmak suçu iddiasıyla yargılanmıyor(?)
Soruyorsun; e peki 28 şubatçılar, 27 nisancılar ne olacak diye? Ses seda yok. Başbakan ve siyasi şürekası bir yana vatandaş içindeki destekçileri de bu soru karşısında tık nefes! Çünkü tek bildikleri Başbakan ve şürekasının söylediklerini tekrarlamaktan ibaret.
Terör belasını başımıza musallat eden, diyarbakır cezaevinde temellerinin atılmasına vesile olan sanki 80 darbecileri değil. 
Kürtçe ve başka dil ve lehçeleri yasaklayan sanki 80 darbesi değil ve senelerce bunun böyle kalmasına vesile olan sanki şimdiki iktidarın, sürekli sancaktarlığını yaptığı darbe çocuğu Özal değil... 

Başbakan şimdi çıkmış; kürsüden 80 darbesinin mağdurları için timsah gözyaşları döküyor. Peki o zamanlar sağdan soldan, bu vatanın evlatları hatta öz kardeşler birbirlerini kırarken, kurşunlarken sizin sırtınızdaki, siyasal islamcı, dinci gömlekli tayfa ne yapmaktaydı acaba? Üzerlerine düşeni yaparak pusuya sinmiş sessizce kendilerine görev verilecek gün için şafak saymakta değiller miydi?

Başbakan doğru söylüyor; Anayasa değişiklik paketi AKP projesi değil
Bizzat BM ve CIA nın projesi.Bu durumu devlet projesi, millet projesi diye yutturamazsınız.
Bu durumu ancak;
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına değil, "senin vatandaşına" yutturursun,
Türkiye Cumhuriyeti milletvekillerine değil senin "senin milletvekiline" yutturursun,
Türkiye Cumhuriyeti Bakanına değil, "senin Bakanına" yutturursun.

Yetmez ama "Evet" miş.
Adım adım arkası gelirmiş. AKP, suyu dümenine akarken demokrasi, hukuk havarisi kesilir, AB standartları diye feveran eder ama iş uygulamaya gelince bu laflar rafa çıkar (Bknz Venedik Komisyonu Kararı için).Tıpta bir hastalık için bazı haplar kullanılır ve o hastalık için tedaviyi hapta bulunan asıl etken madde sağlar fakat o hapın içerdiği diğer maddeler bazı bünyelere öyle yan etkiler yapar ki şifa bulayım derken tedavi edilen kişi daha ölümcül bir hastalıkla başbaşa kalır. İşte bu değişiklik paketi de yanlış teşhisten kaynaklanan, bu devlet
için onarılamaz yan etkilere sebep olacak maddeler içeriyor.

Referandumda bu memleket için bir "HAYIR" yapın.

16.07.2010

İmama var da cemaate yoh mi?

0 yorum
Buraya yazmayalı bir ayı aşkın bir süre olmuş, mazur görülmesi gerek... Düğün koşturmacası, balayı gezisi, bilgisayar arızası falan filan derken ancak işte.
Bu kadar yoğun bir gündemde bir şeyler yazmadan olmaz elbette ama ben gündem dışına değineyim dedim birazcık.
İmamların maaşına zam yapılmış ya hani! Biz de aramızda sohbet ederken bir arkadaşın buna değinmesi üzerine, sohbette bulunan (Yandaş) büyüğümüz "Ee o zaman git sor Başbakana; imama var da cemaate yok mu?" diye bir laf attı ortaya. Büyüğümüzün bu lafı hoşuma gitti ama sadece şaka maksatlı söylediğini de biliyorum. Ya! İlginç geldi işte, cuma hutbesi esnasında hoca minberdeyken düşündüm; şimdi bu hoca bu iş için devletten maaş alıyor ve bu camide kim bilir kaç kişi işsizlik ve hatta açlıkla uğraşıyor.
Daha önceleri dile getirmiştim; ben camilerdeki imamların