Kısa dalga yayın

29.08.2010

Kılıçdaroğlu'ndan teröre AKP taktiği

0 yorum
Kılıçdaroğlu baktı ki akp açılım maçılım dedikçe tabanından bir şey kaybetmiyor, Başbakanın vatandaşı ardından tam gaz koşuyor, zannederim bir de ben deneyeyim diye genel af söylemlerine girişti. Ta ben bu konuya değineyim derken odatv yazmış yazılacağı ama şunu belirteyim kanatimce chp yanlış sulara yelken açıyor, referandum ayağı kaş yapayım derken göz çıkartacak. odatv bağlantısı

Başbakan Erdoğan kızdı. Bakın birden kimleri hatırlayıp, neler söyledi:
“Bu şehitlerimizin anneleri, babaları, kardeşlerinin feryadını kulak ardı edebilir misin? Bir defa bu tür bir genel affa ilk defa ben karşı çıkarım. Böyle bir hakkı ben kendimde göremiyorum. Nasıl sen böyle bir şeyi söylersin, bu yetkiyi kim verdi?.. Düşünce, fikir suçu, bunu konuşmak başka, ama bunun içine katilleri, teröristleri paketlemeye kalkarsanız başka bir şey… Sayın Kılıçdaroğlu’nun bir huyu var. Doğuda başka batıda başka, Tunceli’de başka İstanbul’da başka konuşuyor. Bizim böyle bir tıynetimiz yok. Van’da neyse Ankara’'da da o…” 
Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin de dayanamadı, tartışmaya macun-tüp benzetmesiyle dahil olup, “İlgililer af sözcüğünü lütfen dokuz düşünüp, bir konuşsunlar” ricasında bulundu!..  Hükümet Sözcüsü Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, gündemlerinde af olmadığını açıkladı, Kılıçdaroğlu’nu gündemi saptırmakla suçladı… Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın tepkisi Erdoğan’ınki kadar sert oldu; “Ülkenin toprak yapısının parçalanmasıyla alakalı gayret gösterenlere, biz olduğumuz müddetçe böyle bir af çıkarılamaz. Böyle bir şeye biz hükümet olarak müsaade etmeyiz. Bizler terörün bitirilmesiyle alakalı her türlü gayreti göstereceğiz. Ama bununda fahiş noktalara gitmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz” dedi.
...

Nerdeee?!.. “Kürt açılımı”nı törenle başlattığında, “gündemde af var mı?” sorusuna muhatap olan İçişleri Bakanı Beşir Atalay hiç kızmadığı gibi, şu cevabı verdi:
“Af olarak bir kavram ifade etmek istemiyoruz. İhtiyaç duydukça çözümle ilgili değişik adımlar atılacak…”  
Ya, Cumhurbaşkanı Gül’ün daha birkaç gün önce yaptığı açıklamalar;“Önemli olan terörü bitirmek, yeni şehitler vermemek” gibi bir çıta koyup, “bunun için her yol ve yöntemin deneneceğini” söylemedi mi? 
Merak edilen şu; Kılıçdaroğlu “genel af” değil de, “eve dönüş… topluma kazandırma” falan deseydi, acaba Erdoğan ve AKP’liler yine aynı tepkiyi gösterir miydi?!.. 

İktidarın referandumda terör rantı

0 yorum
Başbakan ve akp kurmayları son zamanlarda toplantılarda, meydanlarda birilerini terörün rantını yemekle suçluyor ve rantiyeden dolayı da bunların terörün bitirilmesine fırsat vermediklerini söylüyor.
En yakından iki örnekle terörden iktidar nasıl rant sağlıyor bir bakalım:
1- Tekel direnişi: Tekel işçileri 4/c ye geçmemek için Ankara ya dökülüyor ve bunun akabinde iktidar kurmayları bu direnişin işçi direnişi değil pkk tertibi olduğunu dile getiriyor. Kendi politikalarını kamuoyuna kabul ettirmek için terörden nemalanmaya çalışıyor.
Yazıcı, provokatörler ve PKK'nın araya fitne sokması ile TEKEL işçilerinin eyleme başladıklarını belirterek, "Eylemlere üzülüyoruz, eğer kötü bir şey olursa sorumlu sendika yöneticileri, onları provoke eden bazı siyasi aktörler ve bunu bir meta olarak görüp karıştıran muhalefettir" dedi.bağlantı Tabi kamuoyu yemeyince iki gün sonra Bakan Yazıcı kıvırıyor. bağlantı
2- Referandum : Referandumda Başbakan mhp tabanını kafalamayı aklına koyduğu için hayır cephesine saldırı için akp tayfası hayır cephesinin  başını pkk nın çektiği gibi bir kara propagandayı  dilinden düşürmüyor.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "(Hayır) cevabı verenlere bir bakın, en güçlü 'hayır'cıların önünde önce PKK geliyor" dedi. bağlantı
İktidar yalakası memur-sen de akp nin izinden gidiyor, hayırcıların pkk ya çalıştığını söylüyor bağlantı

Başbakan, akp kurmayları, iktidar yalakası sendikacılar, gazeteciler her tarafta hayır cephesini "chp, mhp,bdp yani pkk" diye dillendirip milli hassasiyet duyanları hayırdan uzaklaştırmaya çalıştıkça bdp cephesi de poposunu yırtıyo hayır demeyeceğiz, pkk terör örgütü ise  kendi tvsinden haber ajansından referandumu boykot edeceğiz diye bağırıyor.
Şimdi bu durum göz önüne alınınca terörden nemalanmaya çalışan, rant elde etmeye çalışan kim oluyor acaba?

28.08.2010

Hanefi AVCI cemaatin "truva atı" mı?

0 yorum
Verdiği mülakatlarda oldukça samimi görünmesine rağmen bir türlü samimi bulamıyorum kendisini. Yazılı olanlar bir yana da dipnot.tv de konuşmasını seyrettikten sonra iyice şüphe duymaya başladım kendisinden.
Bana bir nevi truva atını çağrıştırdı.
Cemaat karşıtı, cemaatin gemi azıya aldığını belirten bir söylemle, cemaat karşıtı/ cumhuriyetçi, ulusalcı, milliyetçi dimağlara nüfuz edip akp demokratlığı çerçevesinde akp siyasetinin canhıraş bir şekilde peşinde koştuğu fikirlerin akıllara yer etmesi için çabalayan bir misyoner bürokrat portresi canlandı gözümde.
PKK, Anayasaya Jitem vb konulardaki görüşlerinin akp yalaması liboşlardan pek farkını göremedim.
Toplumda ilgi ve sempati oluşturan tek yanı cemaat içinde yer almış bir şahsiyet olarak bilinmesi sebebiyle cemaate ilişkin eleştirileri.
Gülen cemaati hakkında dile getirdiği bilinmeyen, ağzı açılmamış bir şeyler görmedim yazdıklarında çünkü kitabında cemaatle ilgili yazdıkları (internete ve basına yansıdığından gördüğüm kadarıyla) defaatle kitaplara ve gazete köşelerinde makalelere yansımış konular. Cemaat konusunda kendisini farklı kılan tek husus; bunları dile getiren görevdeki bir bürokrat olmasıdır, başka da  hiç bir özelliğini göremiyorum. 
Bu kitabın; toplumda kendisi lehine cemaat aleyhtarlığı vesilesiyle sempati uyandırıp mevcut iktidarın sert (bölücü, ayrıştırıcı, federatif ) siyasetini, bu siyasetin karşıtlarına yutturma taktiği olarak görüyorum, şimdilik.
Bence :Hanefi AVCI, iktidarın güncel siyasetinin üniter devletin ceza sahasına açtığı ortayı cemaat aleyhtarlığıyla göğsünde yumuşatıyor ve üniter devletin kalesinde doksana bir federatif şut çakmaya çabalıyor.

26.08.2010

Biz sizi ararız

0 yorum
...
- Tamam, peki ne zaman teslimat yapılır?
- Beyfendi ben sizi şu zaman ararım (Biz sizi şu zaman ararız.)
- Bakın sürekli aynı şey söyleniyor ama ben aramasam ne arayan var ne de soran!
- Olur mu beyfendi, ben depoyla görüşücem... Cep/iş numaranızı alayım ben sizi ararım.
-Tmm peki o halde

Söz verilen gün-zaman-saat gelir ne arayan ne soran. Sarılırsın telefona gelecek üründen bir haber almak, ne zaman ulaştırılacağını öğrenmek için, göt kadar mağazada ilgili kişi bulunamaz bir türlü. Veya telefonu açan kişi bir numara verir, orayı ararsın ordan da bir numara, orayı ararsın cevap veren olmaz. Dön geri, mağazaya, bir başka numara daha. Off ki ne of! İstisnasız esnafından teknosaya, carrefoure a hep aynı terane...
Ulan bir seferinde de ben ararım diyen arasın, dişimi kıracağım, yeminle... Ama yok! 
Adamlara diyorum ki ; arkadaşım, bak hep aynı şey yapılıyor, arayamazsanız ben arayayım sizi. Cevap; olur mu beyfendi elbette ararız, haber veririz.
E be arkadaş aramıyorsunuz bari adam gibi,  tamam siz ararsanız daha iyi olur, biz yoğunluktan ilgilenemeyebiliriz kabilinden bir şey deseniz de insanın gönlünü alsanız, sinir küpü etmeseniz ne olur yani? Geberir misiniz? Biliyorum işte, söz vermenize rağmen bal gibi aramıyorsunuz, illa defalarca arayıp,soracağız. İşe alınırken oryantasyonda bunları mı öğretiyorlar, müşteriyi oyalamayı, bunu da merak etmiyor değilim hani. Çok şey mi istediğim bir kere, biri çıksın da siz ararsanız daha iyi olur desin.
Bırakın bu müşteri memnuniyeti hikayelerini, yemezler de işte yatın kalkın fiyat avantajınıza şükredin (Zincir mağazalar zaten sırf o nedenle iplemiyorlar ya müşteriyi) yoksa siz böyle nah müşteri bulursunuz.

22.08.2010

Başbakanın referandum iftarı 60 bin lira

0 yorum
Tarihi çark-Foto: internethaber
Başbakan Sakarya'ya  referanduma evet mitingi için geldi, geldi ama masrafların bütçeden karşılanabilmesi için resmi bir nedenle karşılanması gerekiyordu. Arandı tarandı resmi olarak açılacak bir yer bulunamadı en son ihtimal kent parkta yapılan tarihi (züttürük bir su çarkı) çark kalmıştı ki ona gerek kalmadan açılacak bir okul bulundu. Velhasılı masrafların bütçeden ödenebileceği bir sebep bulunmuştu. Neyse,  Valilik Başbakanın gelecek çocukları için protokol aracı ararken, miting falan derken iftar vakti geldi çattı.
 Yaklaşık 2000 davetlisi olan iftarın masrafı 60 bin civarında tuttu, bunun bir kısmı il özel idaresi bütçesinden  (muhtemelen tören, ağırlama, temsil kalemlerinden) , bir kısmı da büyükşehir bütçesinden ödendi. Tabi artık başbakana yapılan protokol harcamaları hesaba katmıyorum bile. Ve bu bütçelerde vatandaşın ödediği vergilerden tahsis edilen ödenekler kullanıldı, başbakanın tabiriyle tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla bürokrata, kodamana referandum ve uyduruk bir açılış vesilesiyle iftar verildi.

Bu sadece Sakarya'ya özgü değil Başbakanın siyasi (seçim, referandum vb) gezileri bu şekilde finanse edilmekte, siyasi emelleri için hazinece kendilerine verilen yardımlar değil, devlet imkanları kullanılmakta.
Hazineden milyonlarca lira yardım alan bir partinin kendi teklifi için koşturmasındaki masraflarda bu hazine yardımının kullanılmasındansa merkezi ve yerel bütçelerin tercih edilmesi ne kadar hakkaniyete sığar acaba?

16.08.2010

Recep Tayyip Erdoğan ve Kripto Yahudilik

0 yorum
Malumunuz Başbakanın miting için gittiği-gideceği şehrin caddelerin ilan panolarında Başbakanın fotoğrafının bulunduğu afişler yer almakta. Bu afişlerde genelde Başbakanın sağ eli, sol göğsünde bir selam ile poz verdiği fotoğraflar yer almakta. Çocukluğumdan beri bu selamı derviş selamı olarak bilirim (Gencebay Orhan da sık sık berhudar ol diyerek bu selamı kullanır)  Eminim ki bir çoğunuz da öyle bilirsiniz fakat nadir bir Hacı Bektaş minyatüründen başka bu selama hiç ratslamadım bu zaman kadar.
 odatv.com da yer alan bir yazıdan sonra aklıma bazı şüpheler düştü. Yazıdan bu selamlama ile ilgili kısmı aktarıyorum: (Bknz. Bülbülderesi ve süleyman Mabedi)

Mt. Carmel Katolik Mezarlığındaki Kripto Yahudilere ait Mezarlar - Chigaco
Ve Tanrı ona dedi. Şimdi “Elini koynuna koy”. Tevrat- Çıkış Bap:4/6
Konversoların Mezartaşlarındaki Gizli Sembolleri – Devrik Haç, Çerçeveli Fotoğraflar, Elin Koynuna Uzatılması, Akasya motifleri ve Obelisklerdir.
Sağ Elin Koynuna uzatılması, İspanya, Portekiz ve İtalya’da 1492-1940 konverso dönme (Kripto) Yahudiler’in birbirlerini tanımak için resimlerinde ve mezartaşlarında kullandıkları gizli bir işaretti.
Şimdi Başbakanın Amerikan Yahudi Kongresinden Ocak 2004 te aldığı Cesaret madalyası ve ADL'den aldığı, zamanında soykırımlar esnasında  Sefarad Yahudilerine kucak açılması vesilesiyle verilen Cesaret madalyalarını göz önüne alınca bu kripto yahudilik meselesi ister istemez insanın aklına bir soru getiriyor: Acaba başbakan kripto yahudi mi? Artık ne hikmetse üzerinden neredeyse asır geçmiş olayların cesaret ödülünün Başbakana verilmesi ve zamanlamaları dikkat çekici değil mi şimdi? Ama yok ya olur mu öyle şey, Başbakan yahudiymiş. Hadi ordan be, mukayyet ol aklına...

13.08.2010

Bülent Arınç da "Ergenekoncu" çıktı

0 yorum
Habere bakar mısınız?

TUNCAY ÖZKAN'IN FERYADINA KULAK VERİLMELİ
Ben bugüne dek bu davayla ilgili sorulara 'Hukukçuların işidir. Hala tutuklu olduklarına göre delil durumu bunu gerektiriyordur" diye yanıt veriyordum. Yargılananlar ve uzun süredir tutuklular. Mustafa Balbay, Tuncay Özkan uzun süredir tutuklular. Çok sanıklı davalarda sorgular yapılır belki bu bir gecikmeye yol açabilir. Ama şimdi sanıkların ileriye sürdükleri savlar bence dinlenmeli. Diyorlar ki 'Böyle bir olayı meydana getirmek isteyen ve planlayan kişiler serbest bırakılıyorlar. Onların silahı var bizim yok da mı içerde kalmaya devam ediyoruz.' Bu feryada kulak vermek lazım. Bu feryada kulak verecek olan yargının kendisidir. Bir de yargıyı böyle taraflı yargı vermeye yönlendirmeye çalışan güçtür. Bu olayın sulandırılmasına çalışanlar bunlar. Bir güç odağının bu soruşturmalara doğrudan müdahale ettiğini düşünüyorum.
Şimdi yandaş dallama basının kafasıyla düşünürsek Bülent Arınç'ı da "Ergenekoncu terörist" diye yaftalamak gerekir, öyle değil mi ama?
Çünkü bunların kafaları öyle çalışıyor tvde haber kanalları,gazeteleri bu davayla ilgili tutuklu ve göz altındakileri ve hatta basında tvde bunların maruz kaldığı hukuksuzlukları dile getirenleri darbeci, ergenekocu, terörist ilan ediyor. E yandaş basın kafasıyla düşününce de gazetelerine ve internet sitelerine başlıktaki gibi manşet çekmeleri beklentisine giriyor insan...

12.08.2010

AKP'nin Oruç Baba'da referandum işportacılığı

0 yorum
Habere bak arkadaş! AKP gençlik kolları bilmem nesi referranduma destek için Oruç Baba ya çıkarma yapmış.
AKP siyasetinin rezilliğinin diz boyu ne kadar aştığını gösteriyor. Artık o kadar çaresiz bir hale geldiler ki; cuma namazları çıkışı, ramazanın ilk günü Oruç Baba türbesi kapısına referandumda insanlara evet dedirtmek için kamp kurmuşlar.
Yazık, günah ya! Bu, siyaset değil bu resmen işportacılıktır. İşporta siyaseti! AKP nin halka, millete layık gördüğü bu işte...
Heralde türbeye işporta tezgahı açan AKP nin gençlik kolları pusulaları da Oruç Baba nın mezar taşlarına sürmeyi ihmal etmezler. Olur da Hayır çıkarsa sonuçta sirke-ekmek dağıtmayı da unutmasınlar bari, sonra çarpılırlar falan :)