Ruhban okulu nedir derseniz şuradan bir bakıverin derim.
Bugünün bazı yazarları canhıraş bir şekilde açılsın da açılsın diye feryat ediyorlar köşelerinde.
Günümüzde Avrupadaki İslami ilahiyat öğretimine biraz değindikten sonra birşeyler söyleyeceğim.
Hali hazırda Avrupada islami ilahiyat eğitimi verildiğini bildiğim bir Goethe Üniversitesi var. Orada da ders verecek hocalar Protestan İlahiyat Fakültesine bağlı. Ülkemizdeki ilahiyat akademisyenlerinden de faydalanılıyormuş yani Diyanetle ortaklaşa yürütülen bir öğretim söz konusu. Burada öğrenim görecek olanlar zorunlu olarak Yahudi ve Hristiyan din bilimi derslerini de alacaklar.
Bir de Fransa'da böyle benzer bir ilahiyat fakültesi açılması beklentisi var.
Neticede bakıldığı zaman maksat sadece din eğitimi-öğretimi olduğu zaman çeşitli şekillerde ayak diremeden ihtiyaç duyan insanlara ve cemaatlere bu ihtiyaçlarının sağlanması zor da olmuş olsa zamanla gerçekleşen bir şekilde mümkün görünüyor.
Ruhban okulu konusunda ülkemize dönecek olursak:
Patrik Vartholomeos döneminde Patrikhane'nin ruhban ihtiyacının en acil sorunlarından biri haline gelmesinden sonra Patrik, 4 Nisan 1996'da Başbakan Mesut Yılmaz'a bir mektup yazarak, Patrikhane'nin ruhban ihtiyacını dile getirir, okulun kapatılmasıyla birlikte adayların eğitim için yurtdışına gönderilmeye başlandığını, ancak bunun beklenen sonucu vermeyip, yeni sorunların doğmasına yol açtığını belirterek okulun açılmasını talep eder.Devlet Bahçeli'nin fikir babalığıyla ortaya çıkan azınlıklara yönelik din adamı yetiştirilmesi fikri faaliyete geçmiştir fakat cemaatler bu duruma bugüne kadar bir teveccüh göstermemiştir.
Özellikle ABD'den ve AB'den gelen baskılar sonucunda okulun açılması konusunun, Dışişleri Bakanlığı'nın "dış ilişkilerimiz açısından yararlı olur" tavsiyesi üzerine MGK gündemine alındığı ve bir formül arandığı basında yer alır. ABD'nin de "Türkiye'deki genel yüksek öğretim düzenlemeleri kapsamındaki bütün okullar gibi kurallara bağlansa da, günlük işleyişinde gerekli serbestiye sahip bir Ruhban Okulu uygulaması" istediği, dile getirilir.
Başbakanlık'ın 3 Eylül 1999 tarihli isteği üzerine Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), 14 Eylül 1999 tarihli toplantısında, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bünyesinde, bir "Dünya Dinleri Kültürü Bölümü"nün kurulmasına karar verir. Kuruluş işlemlerini yürütme görevi verilen Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, gayrimüslim cemaatlerin ruhanî liderlerine 14 Aralık 1999'da gönderdiği bir mektupla, öneri ve manevi desteklerini ister. Ancak cemaatler ve ruhanî kurumlar bu formüle ilgi göstermezler ve konu ortada kalır.
2002'de AKP'nin iktidara gelişiyle birlikte, yeni hükümet üyeleri sık sık okulun açılmasında bir sakınca olmadığını, "yakında" adım atılacağını belirtirler.*
Bu amaçla 2000-2001 öğretim döneminde açılan İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dünya Dinleri Kültürü Bölümüne 8 yıldır bir tek öğrenci bile kayıt yaptırmamıştır.*
Azınlık cemaatlerinin Türkiye Cumhuriyetinin, Avrupa'da da aynen uygulanan bu öğretim sistemine ilgi göstermeyip, destek olmamalarının altında sırf din adamı yetiştirme isteğinden başka amaçlar aramak da bu devletin takınacağı en temkinli durumlardan birisidir.
Adı geçen okuldan mezun olanlardan Atatürk'ün Nutuk'ta nefretle andığı, Patrikhane'yi fesat ve hıyanet ocağı olarak nitelemesine de sebep olan Mavri Mira üyesi ve eski Fener Patriği Athenagoras, diğer ünlü Heybeli mezunu da Kıbrıs ta binlerce Türk'ün katlinden sorumlu olan, bir bebek katili ve soykırım önderi Makarios olduğu ve bir zamanlar okulda Türkiye aleyhine casusluk faaliyetleri yürüten patrikhane üyeleri ve metropoltilerin de vatandaşlıktan çıkarılmalarını, zamanında atanan metropolitlerin gittikleri yerde dini faaliyetten çok siyasi propaganda üzerinde çalışmış olmalarını da dikkate almak gerek.*
Türkiye'nin bu yaklaşımına lozan cart,curt vb bahanelerle cemaatlerin yaklaşmaması, bizlerin de bu düşüncenin altında iyi niyetten başka şeyler aramamıza sebep oluyor.
Bir bağlantı : Uzman Tv, Aytunç ALTINDAL, Ruhban Okulu Neden Açılmıyor?
Bir bağlantı daha : Hakimiyeti Milliye, Rıza Zelyut ,Rum Patrik Bartholomeos Niçin Ekümenik Olmak İstiyor?