Kısa dalga yayın

25.03.2011

Sandık Kurulu Aday Adaylığım Onaylandı

0 yorum
Şaka yapıyorum ya yok öyle aday adaylığı falan. Sadece başvuru formu doldurup verdiğim işte.
Haziran 2011'de yapılacak genel seçimlerde sandık kurulu oluşturulması hususunda adaylık başvurusu yaptım. O kadar zaman es geçmiştim ama bu seçimlerde siftah yapayım diye düşündüm artık.
Bu sene sandık kurulu üyeliği için başvurdum bir dahaki seçimlerde de sandık kurulu başkanlığı için başvurmayı düşünüyorum.  Yavaş, yavaş.
Önce üyelik, sonra başkanlık. Öyle parası daha fazla olduğu için doğrudan başkanlığa başvurayım gibi düşünceler taşımam ben. Bende öyle tepeden inmecilik yok, haddimi bilirim. İdealist adamım ben.
Hem sonra başkanlık istiyorum diye başvurup da üyeliğe atanma durumu olursa en azından hüsran olmaz. Referandumda gördük hüsrana uğrayanları.

23.03.2011

Eyvah Seçim Var!

0 yorum
Yine bir seçim dönemi geliyor. Yani ne demektir?
Pislik ve kirlilik.
Bulunan her boş duvara yapıştırılan aday portreleri, parti afişleri. Yer yana asılmış parti amblemleri, flamalar vs vs. Televizyonlarda, radyolarda siyasetçiden geçilmiyor. Anket üzerine anketler yayınlanıyor...

Siyaset daha da katlanılmaz bir hal alıyor. Normal dönemlerde ağzını açamayan vatandaşlar seçim dönemlerinde bülbüle dönüyor. Hele ki şu demokrasiyi sadece sandığa gidip de kalan zamanlarda kös kös işine bakan adamlar iyice nefret ettiriyorlar siyasetten.

19.03.2011

Karakter

0 yorum
Karakter

Sayısız mektup yazdım
Destan gibi adrese
Lakin sahibinde
Bir harfin “karakteri” dahi yoktu

13.03.2011

Sosyal Devlet ve İş Gücü Arzı Çelişkisi

0 yorum
Sosyal devlet vasfının gereği gelir konusunda belli bir seviyenin altında bulunanlara devletimiz tarafından ayni veya nakti çeşitli yardımlar yapılıyor.

Son haftalarda haberlerden okuduğum kadarıyla bazı bölgelerde yeşilkart ve yardımlardan dolayı işçi sıkıntısı yaşandığı ve afrika'dan işçi getirtilebileceği konuşuluyor.

Devletin bu desteğini kaybetmemek adına yeşilkart sahipleri cuzi  miktarlara, sigortaları yapılmaması kaydıyla çalışmayı kabul ediyorlarmış.

Sosyal devlet vasfı zannımca biraz abartılıyor. İnsanlara yeşilkart vermek yerine bunların iş gücü olarak piyasaya kazandırılması hem devlet hem de vatandaş adına daha faydalı diye düşünüyorum. Gerçi azıcık aşım kaygısız başım diyen adamları da elbette zorla bir işte çalıştıramazsın ama en azından bunu yapmaması için önlemler alabilirsin.

Mesela yeşilkarta başvuran, çalışma kabiliyetini kaybetmemiş kişilere bu kartlar şartlı verilebilir. Kursa gönderilir, bir meslek sahibi veya bir iş sahibi yapılır ve mesela 3 ay gibi bir süre yaptığı işle beraber yeşilkart desteği sağlanır. Eğer geçerli bir sebep olmaksızın iş gücü kaybı olmayan kişinin isteyerek verilen, bulunan işten kaçınması durumunda işten ayrılırsa bu süreç kademeli olarak yardımın azaltılması suretiyle devam ettilir.

Yoksa öteki türlü iş gücü kaybına uğramamışların devlet yardımlarını gelir kapısı, geçim kaynağı yapmalarının önüne geçilmesi mümkün gözükmemektedir.

Diğer taraftan yüzbinlerce meslek okulu, akşam sanat okulu, çıraklık eğitim merkezi mezunu varken işkur tarafından bunlara yatırım yapılması yerine binlerce kişiye eğitimler verilerek bunlar içinde üç-beş kişinin faydalanacağı finans kaynakları yaratmak da devlet adına kaynak israfıdır. Öncelikli olan, eğitimli meslek sahiplerinin iş sahibi yapılmasıdır, bence.
Sosyal devlet yetime, dula, özürlüye v.b.lerine yardım yapmalı elbette ama diğerleri açısından:
Önemli olan sosyal devlet vasfının insanlar için bir gelir, geçim kapısı haline getirilmesi değil ülke sathında istihdamı arttıracak önlemlerle yoksulluğun önüne geçmektir.


Yoksa ne mevcut yeşil kart, ne MHP'nin hilal kartı ne de CHP'nin aile sigortası yoksulluğa çözüm olmaz.

6.03.2011

Vergi Dairesinin Halka Yeni Hizmeti : Medya Ödülleri

0 yorum
İstanbul Vergi Dairesi, yaklaşık 10 bin çalışanı tarafından yanıtlanan anketle Türkiye’de ekonomi, finans, iş ve medya dünyasının en başarılı isimlerini seçti. Alanında başarılı bulunanlara ödülleri, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen törenle verildi.*
 Vergi Dairesinin görevleri arasına, ne zamandan beri medyanın enleri ödüllerini vermek gibi bir misyon eklendi merak ediyorum.
Ödül törenine bir de Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK katılmış, konuşma yapmış.
...Vatandaşa hizmetin çok önemli olduğunu vurgulayan Şimşek, vergi dairesi çalışanlarına hitaben, ”Halka hizmet için buradayız. Halka hizmet hakka hizmettir. Sizin işiniz, kamu harcamalarının sağlıklı vergi gelirleriyle finansmanında bize yardımcı olmak. Aslolan mükellefin her zaman yanında olmak, yol göstermek, yardımcı olmak… Vergi güvenliği açısından da üzerimize düşen diğer görevleri de yapacağız” diye konuştu.
 Zannedersem bu ödül töreni ve açılış konuşmasından sonra memleketimizde vergi verenlerin oranı ve ödenen vergiler bir çığ gibi artacak. Bu nasıl saçma sapan bir mantıktır? Yoksa ben mi saçma sapan ve mantıksız düşünüyorum, bilemiyorum. Televizyonda seyrettiğim kadaraıyla ödül için çağrılan ünlüler bile ne için ödül verildiğinin şaşkınlığını yaşıyorlar ne de olmasa gazetelerin, çeşitli cemiyetlerin, üniversitelerin, STK ların ödüllerine alışıklar ama bu durum onlar için de sürpriz olmuş.
Benim merak ettiğim bu saçma sapan ve kurumun yaptığı kamu hizmetiyle hiç bir alakası olmayan törenin biz vatandaşlara kaça patladığıdır. E işin içinde Cem YILMAZ da olduğuna göre bu organizasyon pek ucuza patlamamıştır diye düşünüyorum. Zaten kongre merkezlerinin falan ücreti de az çok bilinir.
Acaba bunun hesabını soran birileri çıkar mı mecliste?

5.03.2011

En Entelektüel Terör Örgütü

0 yorum
Bildiğim kadarıyla mevcut terör örgütleri yönetici beyin takımının şekillendirdiği ideolojileri gerçekleştirmek için  ve eylemci olarak lümpen üyeler kullanıyor. Yani hemen hemen hiç bir terör örgütü sadece beyin takımından ibaret değil. Eylemcileri de terör örgütlerine üyeliklerini reddetmiyor bilakis bunu kabullenerek terör örgütünün amaçları ve hedefleri doğrultusunda eylemlerini gerçekleştirdiklerini itiraf ediyorlar. Zaten örgütün ideolojilerini meşrulaştırmak, örgütü kabul ettirmek için eylemler yapılıyor.

Artık 7 den 70 e herkesin malumu "ergenekon" soruşturmaları ve davalarında mahkumiyete hükmedilirse; zannedersem adının  "ergenekon" terörö örgütü olduğu iddia edilen terör örgütü dünyanın en entelektüel terör örgütü olacaktır. Çünkü üyelerini gazeteci (ulusal, yerel), yazar, araştırmacı gazeteci, subay-astsubay ve emeklileri, profesör, avukatlar oluşturuyor. Mamafih terör eylemlerini gerçekleştiren üç-beş kişinin ise terör örgütüne üye olmamakla beraber terör örgütü adına suç işlediği iddia ediliyor.
E böyle olunca da terör örgütü üyeliği ve yöneticiliği iddiaları saydığım bu entelektüel kişilere kalmış oluyor. Fakat hiç birinin de çıkıp örgütü ve ideolojisini kabul ettiğini duymadık bu zamana kadar. İşte örgütün, varlığı iddialarıyla çelişen asıl yanı da bu.

Yazıyı Dinle >