Malumunuz Almanya'daki Deniz Feneri e.v. den hareketle ülkemizde de bir soruşturma yürütülmeye(?) çalışılıyor.
Sosyal yardım vb dernekleri, vakıfları az çok biliriz, yaptıkları hizmetlerin büyük kısmını bağışlardan bir kısmını da çeşitli gelir getiren faaliyetlerden elde ederler.
Sosyal amaçlarla kurulmuş yardım ve destek kuruluşlarının temelinde; bağışçıların ve destekçilerin güvenini temin etmek ve elde edilen gelirlerle neler yapıldığının bağışçılara ve kamuoyunun bilgisine sunulması ve şahsi, siyasi, ideolojik amaçlardan uzak bir yapıda olmaları gerekmektedir ki bu sonuncu ütopya gibi birşeydir.
Bakanlar Kurulu Kararıyla kamu yararına çalışan statüsünü alınanlar başta olmak üzere bütün derneklerin gelir-gider hesaplarının kamuoyuna, talebe gerek olmaksızın duyurulması şeffaflık endişelerinin giderilmesi açısından zaruridir.
Özetle şöyle bir denetleme yapısına bakacak olursak :
-Derneklerin kendi bünyelerinde bir denetleme kurulu zaruridir fakat bunların sorumluluklarını yerine getirmeleri iş olsun maksadıyla ekseriyetle birer imzadan ibarettir.
-Bunun dışında gerekli görüldüğü hallerde İçişleri bakanlığı veya mülki idare amiri tarafından da denetlenebilmektedir.
-Kamu yararına çalışan dernek statüsüne alınanlar da ise Devlet Denetleme Kurulu'nun her türlü araştırma, inceleme ve denetleme yetkisi bulunmaktadır.
-Maliye Teftiş Kurulu da mali olarak dernek, vakıf ve sendikaları mali yönden teftiş etmek yetkisini sahiptir.
-Türkiye Büyük Millet Meclisi araştırma, soruşturma ve ihtisas komisyonlarının kararına istinaden Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının talebi üzerine Sayıştay, talep edilen konuyla sınırlı olmak kaydıyla denetimine tâbi olup olmadığına bakılmaksızın özelleştirme, teşvik, borç ve kredi uygulamaları dahil olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarının hesap ve işlemleri ile aynı usule bağlı olarak, kullanılan kamu kaynak ve imkânlarından yararlanma çerçevesinde her türlü kurum, kuruluş, fon, işletme, şirket, kooperatif, birlik, vakıf ve dernekler ile benzeri teşekküllerin hesap ve işlemlerini denetleyebilir.
Görüldüğü üzere memleketimizde her konuda olduğu gibi stklar konusunda da muazzam bir denetleme teşkilatı var. Ama ardından bu denetleme mekanizmasının ne kadar işlediği sorusu akla geliyor.
Derneklerin kendi bünyelerinde yer alan denetleme kurullarının etkinliği arttırılarak şeffaflık konusunda diğer unsurlara gerek kalmadan en basitinden yıllık hesaplarını kamuoyuna açıklamalılar. Belki hatırlayanlar olur, anonim şirketler için bilançolarını internet sitesi üzerinden yayınlama konusunda yasal bir zorunluluk getirildi. (Uygulaması tartışılır) Aynı şekilde yasal bir düzenleme ile derneklere de böyle bir zorunluluk getirilmelidir. Günümüzde bir internet sitesinin maliyeti çok da düşüktür ve şeffaflık konusunda böylesine önemli sosyal organlara engel teşkil etmeyecek kadar düşük bir maliyettir. Kaldı ki bunlar valilik ve kaymakamlık gibi mülki idareler tarafından da karşılanması mümkün maliyetlerdir. Bu şekilde nereden ne şekilde gelir elde edilmiş nereye ne şekilde harcanmış kamuoyu bilgi sahibi olur. Her yıl yapılması gereken bu uygulama dernekler nezdinde bir sorumluluk yaratacak, yerine getirmeyenlere yaptırım sağlanacak ve usulsüzlük, yolsuzluk konusunda insanların güven duygularında bir nebze olsun tatmin sağlayacağı görüşündeyim. Bunlarda da meydana gelecek tereddütlerde diğer denetim mekanizmaları devreye girer.
Hatta dernekler masası vb denetleme kurullarınca yapılacak denetlemelerle kültür, dayanışma, yardımlaşma vb adlarla kurulu, lokal dernekçiliği, fon rantiyeciliğinden başka bir işe yaramayan, dişe dokunur faaliyetleri bulunmayan bu sivil toplum parazitlerinin de kapatılmaları sağlanmalı.
Başvuru kaynağı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!
Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.