Kısa dalga yayın

4.12.2007

Ulusalcılığın şovenist adımları

Türk milliyetçileri, ülkemiz gündeminde cereyan eden olaylar karşısında soğukkanlılığını korurken, ulusalcıların milliyetçiliği aşarak ortadaki sorunlarda şovenizme kayan provakatif eylemleri, ülkemizin yürümeye devam ettiği Sırat köprüsünde beni oldukça korkutuyor. gönlüme su serpen ise bu ortamda ağırlık olarak duyarlı halkımızın bu tür yaklaşımlara itibar etmemesidir.

Alttan alta senelerdir ülkemizde işlenmekte olan bir Kürtçülük gerçeği var. Bu konuya şu yazımda değinmiştim o yazımda şöyle demiştim:

... Büyük Kürdistan hayalinde yer alan ülkemiz toprakları üzerinde demografik yapı oldukça uygun. Senelerce PKK/KADEK terör belası sebebiyle bölgeye ne öğretmen ne doktor ne de ihtisas(mühendis vs) sahibi insanlar sokuldu. Aile planlaması adı altında yapılan demografik çalışma da meyvelerini verdi ve hala daha vermeye devam etmektedir. Ülke çapında etnik olarak Kürtlerin yaşadığı ve bilhassa bu bölgelerin dışında aydın bir çok insan devlete inanıp aile planlaması oyunana ekonomik şartlar sebebiyle yenik düşerken;açlıktan her dakika ağlayan, devlet nerede diye sorup, elini uzatan devletin alnına kurşun sıkmayı bile başarabilen insanlar için aile planlaması zaten bir anlam ifade etmiyordu ve bu da bu tezgahı kuranların işine geliyordu. Bölgede nüfuz sahibi aileler kaçakçılık sayesinde cukkayı sağlamlaştırıp Bursa, İstanbul, İzmir, Kayseri gibi şehirlerde ticaret ve sanaiye dahil oldular hatta bazıları mafya tabir edilebilecek bir güce ulaştı. Bu oyunun içinde olmayan Kürt kökenli insanların varlığı elbette inkar edilemez....

Zamanla ortaya çıkan gizli planları ortaya çıkarmak ve bu planların altında yatan amaçlara hizmet etmemek adına bir takım adımlar atmak elbette gerekli. Bu planlar konusunda açığa çıkan gerçekleri duyurma konusunda ulusalcılar bir takım şeyleri dile getiriyorlar. Bunların ardından bölücülüğe varan şovenist yaklaşımlar ülke bütünlüğü adına tehlikeli görünüyor bana. Buna örnek olarak bugün haberdar olduğum, yine ulusalcıların ön ayak olduğu "Alışverişimi Türk'ten yapıyorum param PKK'ya gitmiyor" adıyla duyurdukları kampanya iyi niyetli görünmesine rağmen tam aksi amaçlar taşıdığı görüşündeyim.
Tamam fikir güzel ve faydalı görünüyor da alışveriş yapacağımız Türk'ün ayırdını kim yapacak? Birileri bunu işaret mi edecek? Asıl olayın provakasyona açık ve uçurum kenarında gezen noktası burası!
Kürtlerin, devlete takındıkları düşmanca tavırlara bizzat şahit olmuş biri olarak her Kürt'ün de bu şekilde yaftalanacak potansiyel terörist olmadığı inancındayım. Bununla ilgili en son provakasyonu on gün öncesinde Mardinli işletme sahibinin işyerinin birileri tarafından fiili saldırıya uğraması şeklinde gördük.

Bence bu tür kampanyalar ülke bütünlüğüne zarar verici girişimler. Ülkeye zarar veren iç-dış, bölücü-kırıcı her oluşuma destek veren, Türk-Kürt ayrımı gözetilmeksizin fark edildiği yerde tepki görmeli. Söz ettiğim tepki elbette ki fiili değil, ekonomik ve benzeri şekillerde olmalı-günümüz deyimiyle izole edilmeli.
Her Kürt asıllı terörist değildir, bunu unutmamak gerek. Ulusalcılık adı altında kaş yaparken göz çıkarmanın alemi yok!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.