
Sayın Emir Alp,
Sayfanızda "TIK"LAMALI YAZAR başlıklı yazım nedeniyle benden söz etmiştiniz. Size teşekkür etmiş, Gazeteport'un "Yazar Aranıyor" yarışmasıyla ilgili düşüncelerimi açıklamıştım.
4. Etap'ta yayımlanan ESKİDEN "ARANIYOR'U GÖREN KAÇARDI, ŞİMDİ İSE KONVOY OLUŞTURUYOR başlıklı yazıma 19 kişi oy vermiş,bunun karşılığında 3 (üç) puan aldım. Jüri hiç puan vermedi.(Bu arada ben Yavuz Semerci'ye "Kapalı Mektup"lar yazarak Jüri'yle ilgili eleştirilerimi sürdürüyorum.)Geçen haftanın ikinci
yazısının değişitirilmesi için Gazeteport'tan ricada bulundum; GAZETEPORTA "ARZUHAL"İMDİR, KABULÜNÜ RİCA EDERİM başlıklı yazının yayımlanmasını istedim. Bu yazıyı yayımladıkları için Gazeteport'a teşekkür ettim ve saygılarımı sundum. Bunlar "yorum" bölümünde uğraşmama karşın bir türlü yayımlanmadı. Bu son yazım ise 1 puanda kaldı.
Gazeteport, artık, bana göre gazetecilik yapmıyor; "gazatıcılık" yapıyor.
Zaten yayımladıkları "yorum"lar da "gaz atmak"tan başka şey
değil.....
Bunları size niye yazıyorum:
Direnin, diyordunuz.
Direndik...
Kaybettik görünsek de, aslında kendimizden hiçbir şey kaybetmedik.
Yazdıklarımın şerefi bana ait, utancı ise bana sıfırveren
Jüri'ye......
Fırsat bulursanız, yazılarımı okumanızı beklerim.
Saygılarımla.
Turgut Çelik
Emekli Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni-Mersin
Yukarıda mesajını aktardığım Turgut ÇELİK yalnız değil, kendisi gibi bir kaç yazar daha var durumdan memnuniyetsizliğini dile getiren hatta bu memnuniyetsizliklerini belirttekleri yazılar Gazeteport tarafından yayınlandı büyük bir cesaretle. Bu yazıyı yazdığım zaman itibariyle 98 kişi kalmıştı yarışmada. Elenen yazarlar içinde Gazeteport'un yazarları değerlendirme kriterlerini yazılarında dile getirerek hem de oldukça sert şekilde ayrılanlar da var. Linkleri veremiyorum çünkü elenenlerle birlikte yazıları da çıkarılıyor siteden.
Gazeteport'un tutarsızlıkları da yok değil bu konuda. Kendi yazarını kendin seç şeklinde başlayan Yazarstar yarışmasında tıklama ve puanlar konusunda yapılan üç kağıtlar artınca üyelik olayına falan girildi, jürinin değerlendirmedeki oransal payı arttırıldı. Bütün bunlar bir tarafa Yavuz Semerci'nin son mektubunda açıkça yazarları okuyucu belirlesin eğilimi ne kadar dile getirilse de aynı şekilde aksi bir tutum izleyeceklerini de yine aynı mektupta dile getiriyorlar. Örnek olarak mektubun bir paragrafında şöyle derken:
Bir başka eleştiri geliyor: “Efendim ne gerek var. Okurun önüne çıkarın 25 kişi olsun bitsin.” Merak etmeyin çıkaracağız. Ama kimi çıkaracağımızı biz de öğrenmek istiyoruz. Bu nedenle birbirimizi zorlayarak, eğiterek, kavga-dövüş, o noktaya varacağız. Okurun terazisinin şaştığını hiç görmedim.
hemen ardındaki paragrafta da:
Gelelim jüri oylamasına… GP yönetimi olarak öncelikle (yarışmacı sayısının azalmasına kadar) gerçekten denenmesi gereken kişilerin elenmesine izin vermeyeceğiz. Sonra işimizi büyük jüriye yani okurlara bırakacağız. Bu bakımdan sıralamada kimlerin önde olduğu ile ilgilenmiyoruz
böyle deniliyor. Artık gazetecilik mi, gazatacalık mı yapmak istiyorlar orasını ben bilemeyeceğim. "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?" sorusunu sormaktan başka bir şey düşmüyor okuyuculara ve yazarstarlara.
gazeteportzede.blogspot.com
YanıtlaSil