... Bu deneyimli savcıların bana verdiği ilk ders," Maşa varken ateş elle tutulmaz" oldu. Savcılık yaşamım boyunca hep işitecektim bu sözü.Böyle diyor Yetkin, Bir savcının not defterinden isimli hatıratında.
Bu, şu demekti:
Herhangi bir olayın soruşturmasına, evrakı polise ya da jandarmaya gönderip yaptırmak olanağı varken, aman gerçeği ben kendim bulayım diye sen el atma. Gönder gitsin. Evrak polisten gelir, sen de iki satırlık bir iddianame ile mahkemeye gönderirsin olur biter, yoksa başın ağrır durur. Tarafları yollarsın mahkemeye, mahkeme işi çözer. Sana ne, ille de tüm delilleri toplayacaksın, kendini yoracaksın. Hele olayı çözdüm bu adam suçsuz, takipsizlik vereyim hiç deme. Yolla adamı gitsin mahkemeye! Orada haksız yere sürünecekmiş, kaygı içinde kıvranacakmış, avukata kucak dolusu para ödeyecekmiş... Hiç düşünme!...
Bu satırları okurken hemen aklıma malûm davanın savcısı geldi. Düşündüm bir an! Evrak gelir... İki satır iddianame...
Heralde diyorum; bu ders hala daha geçerliliğini koruyor. Zamana göre o günlerde gelen evrak iki satırla iddianameye dönüşüyorsa, şimdi yağmur gibi kendisine bilgi yağan savcının binlerce sayfa iddianame yazması doğal. Gönder gitsin... Mahkeme işi çözer...
Tavsiye edeceğim bir kitap bu hatırat; savcıların, ceza hakimlerinin görev yaptıkları esnadaki vicdan ve adalet kavramlarıyla sevişmelerinin ilginç sahneleri yer alıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!
Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.