Kısa dalga yayın

7.04.2009

Brüksel de olmasa ülke siyasetinden nasıl haberdar olurduk acaba?

WSJ'dan Marc Champion adlı gazetecinin Brüksel'den verdiği habere Brükselde bulunan göre üst düzey bir bürokratımız; 16 Nisan'da Ermenistan ile yapılacak bir işbirliği anlaşmasıyla birlikte Türkiye-Ermenistan sınırının açılacağını söylemiş.
Canan Artıman da bu konuyla ilgili Başbakana bir soru önergesi vermiş:
Türkiye-Ermenistan sınırını açacak mısınız?
Tüm bu gerçekler ışığında Ermenistan sınırını açmanızın Türk Milletinin içine sineceği, tasvip edeceğini düşünüyor musunuz? Türkiye'nin özellikle enerji politikalarındaki çıkarları Azerbaycan ile işbirliğini gerektirirken Azerbaycan'ın tepkisine yol açan bu politika değişikliğinizin Türkiye'ye vereceği zararları hesapladınız mı?'
Başbakan bu önergeye cevap verir mi, artık verirse de Brüksel'den mi verir yoksa doğrudan anlaşmayı imzalayınca mı cevabı almış oluruz bilemiyorum ama bildiğim bir şey var ki; eğer bürokratlarımızdan ve iktidarımızdan takan varsa Azerbaycan'da yer yerinden oynuyor.
Azerbaycan'da siyasi partiler, gazeteciler birliği, yazarlar birliği, sivil toplum örgütleri birbiri ardına bu gelişmelere ilişkin açıklamalar yapıyor ve Türkiye büyükelçisine sunulmak üzere bir bildiriye imza atılıyor. Bildiri de ise kaygılar şöyle dile getiriliyor:
Türkiye'nin yetkili makamlarının sınırın açılmasına ilişkin haberleri tekzip etmemesi, aynı zamanda kardeş ülkenin siyasi aktörlerinin beyanlarında ve basında Ermenistanla Türkiye arasındaki anlaşmaları tasdik eden çok sayıda unsurun açıklanması bu başvuruyu zorunlu hale getiren asıl sebeplerdir.
İki ülke arasındaki ilişkilerden duyulan kaygılar:
Ülkelerin birbirleriyle ilişki kurması her devlet gibi Türkiye'nin de hakkıdır: "Tarihte,sınırları birbirine ebedi olarak kapalı ülkeler yazmaz. En keskin muhalefet, sorun, sıkıntı ve ihtilaflar aklı selimle, taraflarında bir arada bulunduğu masası arkasında çözüm bulur. bu durum yaşadığımız Kafkasya bölgesi için de kaçınılmazdır."
Lakin hem Türkiye hem de Azerbaycan'a karşı asılsız iddialarla çıkış yapan, üstelik 15 yıldan fazladır Azerbaycan topraklarını işgal eden, Azerbaycanlılara karşı etnik temizlik operasyonunu hayata geçiren Ermenistanla beraber yapısal  ilişkilerin kurulmasını sorgulamak aciliyet kazanmıştır. İsterdik ki, Türkiye  ile Ermenistan arasında kurulmaya çalışılan ilişkilerden evvel bu devletler arasındaki sınırların kapalı olmasının sebeplerine, mevcut durumu zorunlu hale getiren unsurlara, atılması planlanan adımın hak-adalet prensiplerine uygunluğuna ve nihayet aynı soya sahip, dini, dili, medeniyeti, ananeleri bir olan milletin yaşadığı iki ülke arasındaki münasebetlere yapacağı etki dikkkate alınsın.
biçiminde dile getiriliyor.
Şahsen düşüncem; atılacak böyle bir adım AB, ABD dayatmalarıyla Ermenistan'a bir adım atmayı sağlarken Azerbaycan'la aramızda uçurumlar oluşturacağıdır. Dahası, uluslararası kuruluşların kararlarını tanımayıp, şartsız-şurtsuz Ermenistan'ın boşaltması gereken bölgeyi boşaltmaması son zamanlarda silahlanmasını arttıran Azerbaycan'ın topraklarındaki işgalcileri defetmek için silahlı mücadeleye yeltenmesi de kaçınılmaz. Bu da bir anlamda Rusya'nın iyiden iyiye güneye doğru kendi güvenliği gerekçesiyle el atmasına bile vesile olabilir sanıyorum. Ermenistanla ilişkileri düzeltelim derken Rusya ile doğrudan sınır komşusu olma ihmali var yani.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.