Kısa dalga yayın

21.04.2009

"Cemaat" bir işlem hatasıdır!

Serdar Turgut iki gündür cemaat üzerine; TSK cemaatle dialoga girmeli, cumhuriyetin sonucu olduğu gibi sorunlarının da çözümüdür gibi, başlıklarıyla müsemma içerikte yazılar kaleme almakta.

Şimdi bir matematik problemi düşünün; çözümünü bilmiyorsunuz, elinizdeki veriler ve temel bilgilerinizle bazı işlemler yaparak çözmeye çalışıyorsunuz. Neticede bir sonuca ulaşıyorsunuz ama bu sonuç, çözümü bilmediğiniz için size problemin çözümü olarak görünüyor. Sonuçta siz bir şekilde problemi çözmüş ve bir sonuca ulaşmışsınız. Bu sonucun da yanlış olmasına rağmen doğru olduğunu düşünüyor ve başlıyorsunuz çözüm yöntemini başkalarına anlatmaya. Siz de yanlış çözümünüzle; matematik sistemini, bulduğunuz sonuca göre yeniden şekillendirmeye çalışmaktasınız. Matematiği, sayıları bilenlere bunu bir entellektüel arayış olarak yutturabilir misiniz?

Aslında Serdar Turgut haklı; cemaat bir sonuçtur ama yanlış işlemden doğan yanlış bir sonuçtur. Ortaya çıkan yanlış sonuç, ne teoride ne de pratikte yapılan yanlışları meşrulaştırır.


Konuyla ilgili ilk yazısının sonunda şöyle diyor:
Bitirmeden şunu söylemeliyim; şimdi lütfen bana kandırılmış olduğumu, işlerin içyüzünü bilmediğimi, saf olduğumu, insanların yalan söylediğini filan yazmayın. Damgalamaya çalışmayın beni. Bütün bunlar umurumda değil. Konu hakkında çok düşündüm yazıya girişmeden önce. Türkiye'ye artık huzurun gelmesini, çatışmalardan artık tamamen çıkmasını istiyorum. İsteyenin istediğine inandığı, her insanın istediği gibi giyindiği, hayat stilini özgürce yaşadığı, isteyenin de cemaate korkmadan ait olabildiği isteyenin de yine korkmadan cemaatler dışında kalabildiği bir Türkiye istiyorum artık.
Aynı yazısında insanların inançla yüzleşmesini de bu cemaatin sağlayacağı düşüncesinde. Kanaatimce; Serdar Turgut sapla samanı birbirine karıştırıyor.

Bu cemaat öyle insanların daha inançlı, daha özgür yaşamasını amaç edinmiş bir cemaat değil. Anladığım kadarıyla Serdar Turgut'un bu yaklaşımı fiilen söz ettiği cemaati tanımasından değil de cemaatin yayınlarından edindiği izlenimlere ve teorilere dayanıyor.

Bu cemaatin asıl ulvi değeri kendi piyasasını oluşturup cemaat kapitalizmini hükümran kılmaktır. Gerçi hiç zannetmiyorum ama merak ediyorum; eğer Turgut görmüşse,  insanların arabalarının arka camları ardında çarşaf gibi, kapı, bahçe  korkuluklarında, mağazaların kapı önlerinde, masaüstlerinde zaman gazetesi neden hiç eksik olmaz, merak etmiş midir?

İhlas grubuna yapılan finansal operasyonlarla halk nezdinde ortaya çıkan güven kaybından sonra ortada kalan cemaat üyelerinin maddi olarak sahipsiz kalmalarından sonra nasıl da gülen tayfasına koşturduğundan, cemaate dahil olabilemek ve ticariolarakayakta kalabilmek için attığı taklalardan haberdar mı acaba Serdar Turgut?
Daha neler neler...
Fildişi kulelerden, şarabın enfes mayhoşluğuyla memleket adına, insanların inançları, özgürlük adına teorik komplimanlar epey vicdani masturbatif olsa gerek!
Bu pilav daha çoksu kaldırır, çeeek!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.