Kısa dalga yayın

3.11.2008

Yorumlardan - Yaftanın da markası önemli

Yaftalamadan bir daha düşünün!
Dumanlı Bey şöyle diyor yöneticiliğini(?) yaptığı gazetesindeki öneride :
...
Harika bir slogan, yerinde bir gönderme, haklı bir vurgu. Zira bu ülkede 'bilgi sahibi olamadan fikir sahibi olmak' adeta görenek haline gelmiş. Okumadan, araştırmadan, hatta anlama gayretine bile girmeden katı bir önyargı oluşturuluyor ve o kemikleşmiş peşin hükmü tashih etmek mümkün olmuyor. Oysaki kolayca yaftalamak, düşünceden kaçmaktır; fikrin cazibesinden, gücünden kaçmak. Cesur adam(lar), farklı fikirlere kulak verirken demokratik tahammül sınırlarını sonuna kadar kullanır ve bu erdemle kendini yenileme fırsatları yakalar. Daha ötesi, insana saygısı olan(lar), kendisi gibi düşünmeyene saygı duyandır. Kim, karşısındakini alelacele yaftalıyorsa o aslında kendi inancına güvenmiyor demektir. Daha açıkçası, yaftalamak bir korkaklık emaresidir; her ne kadar cesaretmiş gibi sunulsa da...
...
Pek bi mütevaziler yani, harika bir sloganmış. Aslında düşünceler doğru da ya uygulamada kendi önyargıları, yaftaları n'olcak?
Bakalım bu konuya dikkat çeken Serdar Akinan ne demiş:

...
Bir taksici, dikiz aynasında Türkiye formunda bir Türk bayrağı sallandığı için “faşist”...
Elinde Türk bayrağı olan “Militarist”...

...
Kampanya filminde olmayan kelimeler ne?
Zaman’ın sayfalarında en çok yer verdiği kelime ve kelimeler...
Zaman’ın lügatındaki “yafta”lar, nedense, yok...
“Laik” yok...
“Seküler” yok...
“Solcu” yok...
“Ulusalcı” yok...
En önemlisi “Ergenekoncu” yok...

Neden?
Yanıtı çok basit.
Ortada bir misyon var. Bu açığa çıktı...

Ergenekon soruşturması kapsamında Susurluk uzantısı son derece kirli isimler temizlenecekken cemaat bunu muhalefeti susturacak bir cadı avına çevirtti...

Ama bu cadı avı o kadar dejenere oldu ki... Misyon kendini iptal etti.

...
Dönelim tekrar Dumanlı Bey'in yazısına.

Yaftalayanı da yaftalarlar! Tarih boyunca değişmeyen kural budur!
Madem sen o kadar erdemli, ahlaklısın niye bu oyuna alet oluyorsun? Hani dünyayı değiştirmek isteyen önce kendini değiştirmeliydi? Siz kendinizi değiştirmeden neyi değiştirebileceğinizi sanıyorsunuz?

Sadece ve sadece kendilerine taassupla bağlı insanları kandırabilirler. Bu mutaassıpların bağlılığı da İslam'a bağlılıktan değil İslamcıya bağlılıktan kaynaklanıyor, maalesef.

 Tekrar Dumanlı Bey'e dönüyoruz:

1 milyona doğru 1 günlük adım...
Bugün 3 Kasım. Zaman'ın 22. kuruluş yıldönümü. Temsilciliklerimiz yıldönümünü vesile ederek, 1 Kasım Cumartesi günü çok özel bir çalışma gerçekleştirdiler. Devam eden abone kampanyamız kapsamında okurlarımız, temsilcilik ve dağıtım bürolarımıza davet edildi. Yüzlerce noktada binlerce kişi "ZAMAN'ı nasıl 1 milyon okuyucuya ulaştırabiliriz?" düşüncesi ile kahvaltılı toplantılarda bir araya geldi. Toplantı sonrasında 25 bin kişiye ulaşan gönüllü ordusu kimi zaman telefon başında, kimi zaman cadde ve sokaklarda "ZAMAN okumayan kimse kalmasın" diyerek muhtemel okurlarımıza abonelik teklifinde bulundu.
Zamanı nasıl 1 milyon kişiye ulaştırırız çalışması yapıyorlarmış, niye zorlanıyorsunuz ki:
Fetullah Gülen (yani hoca efendiniz) den; bu gazete bizim misyonerimizdir, bir alıyorsan iki, iki alıyorsan 4 alacaksın ki İslam'ı yüceltelim diye bir fetva çıkartın yeter, Dumanlı Bey!
Nasıl olsa sizin gazeteyi okumalarına gerek yok, abone olsun, gücünüzü gösterin yeter! Ben zaman zaman bizzat okusam da sizin abonelerinizden tanıdıklarımın bir sayfasını dahi çevirdiğine şahit olmadım. Sabah mesai saatinden akşam mesai bitimine kadar abonelerin kapılarının önünde katı açılmadan duruyor gazeteleriniz, çünkü öyle olması gerekiyor! Birilerinin o insanların cemaatten olduğunu öğrenmesi gerek.
Gidin bakın (bakmanıza gerek yok aslında biliyorsunuz) abonelerin balkonlarına, kapı arkalarına; katları açılmamış onlarca zaman gazetesi top halinde yer almakta.

3 yorum:

  1. Aklıma gelmişken onu da ekleyeyim; bari bir geri kazanım tesisiyle anlaşsınlar da kapı arkalarında, balkonlarda, kömürlüklerde gazete kağıtları ziyan olmasın en azından ekonomiye kazandırılsın. Abone paralarını toplarken bir kamyonetle eski gazeteleri de toplasınlar yani. Ne de olmasa milli servet! Ya da şöyle yapın; bir aylık gazeteyi sayfa eksizsik iade edene 3 günlük gazeteyi beleşe verin.

    YanıtlaSil
  2. Zaman'ı korumak büyük ihtimalle yapacağım son şeylerden biri olacaktır, bu nedenle sözlerim yanlış anlaşılmasın (Zaten sen benim düşünce tarzımı bilirsin Emir Alp.) ama reklam filminde olmasa da reklam afişlerinden birinde Ergenekoncu yaftalı bir adam görmüştüm, dumur olmuştum. Hatta bu reklamı ilk kez görüyordum, biraz daha yakından bakıp reklamı kimin yayınladığını görünce ikinci, daha büyük bir dumur yaşadım :).

    Ve tabii ki bu reklam filminin konuşulduğu her yere eklenmesi gereken Bobiler.örg montesi:

    http://www.bobiler.org/monte.asp?m=61502

    YanıtlaSil
  3. Korunacak birşey olsa da korusak bari, olan birşeyi söylemek her yiğidin boynunun borcu. Başka birinin gözünden kaçmış olabilir.

    YanıtlaSil

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.