Kısa dalga yayın

20.12.2008

Özürlü aydınlar neyin peşinde?

Geçen cuma akşamı başlayıp cumartesi sabahına sarkan Ceviz Kabuğu programında konu Ermeniler ve özür meselesiydi. Konuklar Özcan Yeniçeri ve Doğu Ergil.
Bilal Şimşir'di
Doğu Ergil, "Özür diliyorum" adlı kampanyaya imza atmış bir kişi olarak katıldı programa. Metni kendisinin yazmadığını, fikrinde ve zikrinde yer etmiş, değerleri karşıladığını düşündüğü için metni imzaladığını belirtiyor. 6-6.5 saatte ancak dile getirebildiği meramının iki cümle ile dile getirildiğine nasıl kanaat getirdiyse artık?
Ermeni soykırımı yalanını desteklemediğini, zamanında Türk ve Ermeni halklarının neler yaşadığını bildiğini (Artık nasıl bilmekse, telefonla programa katılan konukların anlattıklarını ağzı açık, hayretle dinliyor ardından sorularını soruyor ve kapak gibi cevapları alıyordu.) bu metnin altına imza atarken asıl amacını şöyle izah ediyordu: Ben milli mücadele döneminde çetecilik yapan, masum insanları katleden eşkıyadan değil, zamanın ASALA'sından değil, Ermeni diasporasından değil, Ermenistan'da yaşayan geçmişte zuhur eden hiçbir olayla tarihi bağı bulunmayan masum Ermenilerden özür diliyorum.
Ey hoca adama sormazlar mı? ASALA dediğin ne için kan döktü? Bugünkü  Ermenistan'ın temelini ben mi attım yoksa o özrünüzün içine girmediğini belirttiğiniz ASALA mı?
Tarihe iki yönlü bakıp, biz milli mücadele verirken Ermeniler'in de bağımsız bir devlet hülyası ile bu tür mezalimlere giriştiğinden dem vurarak, Fransızların oyununa geldiklerinden bahsetti.
Devletlerin politikasından ziyade halkın politikasının dikkate alınması gereğinden bahsetti. Özür dilediği insanların bu sorunların çözümünde anahtar rolü olacağından ve süre verilmesi gerekeceğinden bahsetti.
Ben de o zaman Doğu Erdil ve benzer duygularla o metnin altına imza atan insanlara soruyorum: 6.5 saatte anlatmaya çabaladığınız  fikirlerinizi; acıları yaşamış Türk milletine, Ermeni milletine üç cümle ile anlatabildiğinize inanıyor musunuz? Yine o üç cümle ile Ermeni tehcirini kendileri için siyasi bir baskı unsuru olarak kullanana devletlere meramınızı anlatabildiğinizi ve buradaki iyi niyetinizin devletimiz aleyhine suistimal edilmeyeceğine ihtimal veriyor musunuz?
Ermenistan  devlet başkanının azğından çıkan "Türkiye'den toprak talebimiz yoktur" sözünün bir devleti bağlayacağından dem vuruyorsunuz fakat Ermeni Anayasasında atıf yapılan Bağımsızlık Bildirgesinde hala daha Ermeni soykırımının uluslararası arena tanıttırılmasının ve Doğu Anadolu'nun Ermenistan toprakları olduğu maddeleri hala daha durmakta.
Paris Antlaşması ile toprak bütünlüğü garanti altına alınan Osmanlı'nın topraklarının, devlet temsilcileri tarafından resmen imzalanmış olmasına rağmen yok sayılması gibi bir olay tarih sayfalarında yer almaktayken siz bir şifai beyanın bağlayıcılığına nasıl inanabiliyorsunuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.