Kısa dalga yayın

25.10.2008

Hangi Fethullah Gülen?

Başlıkta Fetullah Gülen ismini okuyanların aklına gelenlerden bazılarını hemen sıralayayım: Feto, fettoş, fetullah, hoca efendi, f tipi örgütlenme, din devleti,şeriat devleti,iran vs. vs.

Açıkçası ben adından başka hiçbirini kullanmak istemiyorum. Vatan Gazetesi’ndeki Yiğit Bulut’un yazısının sonlarına doğru gelmişken birden çocukluğuma gidiverdim.
Durun hele bi! Çocukluğuna niye gidiyorsun, ne işin var oralarda diyerek sulandırmayın işi.
Çocukluğuma gidiyorum çünkü oralardan zihnime kazınmış bir Fetullah Gülen var, bugün basında yer alan ile o günkü aklıma yer eden Gülen’i karşılaştırma gereği duydum.

Fetullah Gülen adını daha bilmezken ağabeyler denen bir grubun varlığıyla tanışıklığım oldu. Ortaokul zamanımın sonları olsa gerek. Bu güzel(!) insanlar, bir evde yaşayan 3-5 veya bazı zaman sayıları daha da artan üniversite öğrencilerinden oluşuyordu. En azından biz onları kendilerini bizleri yetiştirmeye adamış üniversite öğrencileri olarak biliyorduk.Ve bu insanlar hangi okul olursa olsun çalışkan, geleceği parlak görünen biz çocuklara ücretsiz ders vermeyi vaat ediyorlardı. Elbet öyle de yapıyorlardı. Birkaç zaman şu ders meselesi konusunda faydaları olur diye git gel yapmaya başladım. Okul sonraları iki arkadaşla birleşip ağabeylere gidiyorduk. Bir süre okul derslerinden bir şeyler anlatıyorlar, sonra salona geçiliyordu. Ağabeylerden biri şu risalelerden birini okuyan arkadaşı ara sıra susturuyor ve risalede ne demek istediğini izah etmeye çalışıyordu. Allah var, ne o risalelerden ne de o ağabeyin anlattıklarından aklımda bir harf bile kalmamıştır. Risaleler zaten Arapça mı, Farsça mı nece hala daha anlayamamışımdır. Hafta sonları halı saha maçı veya piknik falan da düzenlerlerdi ve ben sadece bir kez halı saha maçına katıldığımı hatırlarım.
Genelde biz eve vardığımızda topluca kılınan namazdan kalkıyor olurlardı. Ortaklaşa kurulan sofrada birlikte yemek yer yine ders ve ardından gelen vaazdan sonra saatin geç olmasından dolayı biz kalkardık ama başka okuldan gelen öğrencilerden orada kalanlar da olurdu.
Neyse şimdi uzun uzun hikaye kısmına girmeyeyim. O evden aklımda kalan tek sahne:
Topluca yine risale okunması ve ardından gelen vaazı dinledikten sonra videoya bir film takıldı, adını yazarını, çekenini inan olsun hatırlamam. O filmden aklımda kalan tek sahne de şöyleydi:
Başı sarıklı, cübbeli bir hoca samanlıkta duvara sırtı dönük, üzerinde Kuran olan rahlenin ardında oturuyor ve – o zaman – hemen hemen biz yaşlarda çocuklar da kaşısında diz çökmüş ellerinde elifbalarıyla hocanın okuduklarını tekrarlıyorlar. İşte tam o sırada; ellerinde silahlarıyla askerler (evet o an dikkatli dikkatli baktım, bunlar bizim askerler ve Kuran öğretilen bir yere baskın yapıyorlardı) samanlığı basıyor, hocayı ve öğrencileri dipçiklerle dövüp sürükleyerek dışarıya çıkarıyorlar ve o andan sonra videodaki değil ama bendeki film koptu.
Bir bahaneyle o evden çıktığımı ve bir daha o evlerin yakınından dahi geçmediğimi bilirim.
Zaman sonra o evlerin ışık evi olarak adlandırılan ve Fetullah Gülen’in önderliğinde kendini hizmete adamış bir grubun ortaya koyduğu sosyal yapı olduğunu öğrendim. Bu evlerden biriyle tanışıklığım öncesinde Fetullah Gülen’e büyük saygım vardı; memleketimizin yetiştirdiği, bütün ülkenin tanıdığı, dini bütün, kendini insanları ahlaklı yaşamaya yönlendirmeye adamış bir kişi olarak şekillendirmiştim kafamda onu.
Yine bir zaman sonra yabancı ülkelerde ve diğer Türk cumhuriyetlerinde, kapısında Türk bayrağı, duvarında Atatürk posteriyle birlikte, Onuncu Yıl Nutku ve İstiklal Marşı asılı olan ve yabancı çocuklara İstiklal Marşıyla birlikte Türkçe’yi de de öğreten çeşitli eğitim kurumları olduğunu öğrendim ve o zaman hala daha çocuk sayılırdım. Ve kafamda daha da farklı bir Fetullah GÜLEN şekillendi. Bu ülkeyi, Atatürk’ü, Türk bayrağını, Türk milletini ve devletini seven ve aklımda daha da büyüyen bir abide şahsiyet haline dönmüştü.
Ve defalarca o ışık evinde hafızama kazınan film sahnesi ile bunları nasıl birbiriyle bağdaştırabilirm diye düşündüm... Bağdaştıramadım, bağdaşmadı! Okudum, sordum, öğrendim.
Sonrasında gazete, dergi, dersane, kolej, üniversite, televizyon, şeriat, takiyye, rejim vs derken o abide şahsiyet şüphe üstüne şüphe yorganına sarıldı aklımda.
Senelerce o şüphe yorganları arasından, çocukluğumdaki abide şahsiyeti nasıl çıkarabilirim diye düşündüm. Çıkaramadım, çıkmadı! O abide şahsiyet boğuldu orada.

Fetullah GÜLEN kendisini ve ülküsünü de aşan ve fakat artık kendi kontrolünde olmayan kapitalist düzenin aleti olmaktan yakasını sıyıramaya(cak)n bir yapının temellerini atmış ve bu temellerini attığı yapının içinde penceresiz kapısız, söylemesi istenenden başka bir şeyi duyurması imkanı olmayan, bir kata kilitlenip kalmış durumda bir şahsiyet.(Enver ÖREN kendisinin de bu hale getirildiğini anlamış ve fakat zamanlamayı tutturamayarak hem ülküsünü hem de kendi karizmasını yerle yeksan etmiştir.)
İşte bu Fetullah GÜLEN, ülküsünü esarete mahkum etmiş bir garip!

5 yorum:

  1. Harika bir yazı olmuş. Özellikle son paragraf, Fethullah Gülen hakkında şu aralar tekrar gözden geçirdiğim düşüncelerimi doğrular nitelikte. Teşekkürler Emir.

    YanıtlaSil
  2. Siz konuşmaktan başka birşey yapmaz mısınız ülkeyi sevmek internette olmaz sokağa çık yoldaki bir taşı kenara itekle. bu bile çok güzel birşeydir. daha iyisini yapamıyorsanız yapanlara destek olun köstek değil.

    YanıtlaSil
  3. Adsız dedi ki...

    Siz konuşmaktan başka birşey yapmaz mısınız ülkeyi sevmek internette olmaz sokağa çık yoldaki bir taşı kenara itekle. bu bile çok güzel birşeydir. daha iyisini yapamıyorsanız yapanlara destek olun köstek değil.

    madem çok meraklısınız söyleyeyim de içiniz rahat etsin adı sanı olmayan muhterem; konuşmaktan başka şeyler, yeri geldiği zaman yapılıyor. Ülkeyi sevmek internette de olur oturduğun yerde de olur sen müsterih ol o konuda ülkesini seven insanlar ellerinde ne imkan varsa onu gerektiği yerde gerektiği gibi kullanırlar.

    YanıtlaSil
  4. YAZIYI OKUMADAN ONCE SITENIN ADINI BAKARSAK ZATEN SAHSI MUHYAREMIN BEYNINDE CELISKILERLE DOLU BI KISILIGE SAHIP OLDUGU ANLASILIYOR GORMEK ICIN BAKMASINI BILMEK LAZIM BIR TANE BEYINSIZI ORNEK ALACAGINA SAYILARI MILLYONLARI BULAN BU ISE GONUL VERMIS INSANLARI ORNEK AL BU TURKIYE CUMHURIYETININ TEK AKILLISI SIZMISINIZ SEN NE YAPTIN BU VATAN ICIN VATANI BIRAK KENDIN ICIN NE YAPTIN KURDUGUN BIRKAC KIRIK KOPUK DUSUK CUMLEYLE BIRILERINE HIZMET ETTIGINI MI DUSUNUYORSUN bay yazar yazmaz.....

    YanıtlaSil
  5. itaat et kurtul mantıgıyla;kulu kula kul etmekten başka bir işe yaradıkları yok.tek bildikleri devlet içinde devlet oluşturmak

    YanıtlaSil

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.