Kısa dalga yayın

18.10.2008

Görevi düşmanlık olan gazetecilik!

Fatih ALTAYLI haberturkteki yazısının ilk bölümü şöyle :
Taraf gazetesinin Türk Silahlı Kuvvetlerine’ne yönelik tavrına kızdığımız zaman, bazıları karşı çıkıyor.
“Ne demek canım. Demokrasilerde herkes eleştirilebilir. Silahlı Kuvvetler eleştirilerden muaf olamaz. Onların bir ayrıcalığı mı var?  Hata yaparlarsa, eleştiriye katlanırlar”
Doğrudur. Silahlı Kuvvetler de, ordular da eleştirilebilir.
Ama bunun bir yolu, yordamı, adabı vardır.
Bu satırları yazan kişi, -yani ben- Türk Silahlı Kuvvetleri’ni günü geldiğinde en sert dille eleştiren kişidir.

...
Silahlı Kuvvetleri eleştirmek başkadır, tüm gazetecilik ilkelerini ayaklar altına alarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratma kampanyası açmak başkadır.
Taraf, düşman bir istihbarat servisi gibi davranıp, TSK’yı yıpratmak için psikolojik bir savaş yürütüyor.

İşte son yedikleri herze.
Bir takım casus uçak görüntüleri yayınlayıp, bunların Aktütün karakolunda çekildiğini söylüyor ve TSK’nın Aktütün karakorulana yapılacak baskını bildiğini ancak önlem almadığını iddia ediyorlar.
Ancak gazeteciliğin en basit kurallarını bile, söz konusu TSK olunca unutuyorlar.
Fotoğrafların üzerindeki enlem boylamı gösteren yazılara bakıp buranın gerçekten Aktütün civarı olduğunu bile incelemiyorlar. Genelkurmay’ı arayıp ellerindeki bilgiyle ilgili görüşlerini sormuyorlar.
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni zor durumda bırakacak her haber onlara göre doğru.
Bu peşin hükümle hareket ediyorlar.
Anormal olan budur, TSK’nın eleştirilmesi değil.
Ekranlardaki oturumlarda, gazete ve internet köşelerinde en çok rastladığım yorum ise şöyle : Taraf Gazetesi, görevini, işini yapıyor.
Yani yazar, çizer takımının büyük kısmısı taraf gazetesinin görevinin TSK karşıtlığı ve yıpratmak olduğunu kabul ederek toplumun bunu kanıksamasına çabalıyor;
Taraf'ın yaptığı oldukça doğal, ne basın yayın meslek ilkeleri ne de birşey bırakalım işini yapsın.
Böyle birşey olabilir mi? Kendini gazeteci-aydın-yazar diye tanımlayan onlarca insan; Taraf'ın, TSK'yı eleştirmek niyetinde değil, yıpratma ve yoketme çalışmalarına psikolojik destek harekatının bir lejyonu olduğunu kabul edip, işinin yapıyor diye sessiz kalıyor. Bu nasıl bir aydın zihniyetidir anlamak mümkün değil.
Nasıl  Anayasa Mahkemesi tarafından AKP'nin, rejim karşıtı görülüp hazine yardımı cezası verildiğini anlayamadıysam bunu da anlayamıyorum: Evet Taraf TSK karşıtı, düşmanı bırakalım işini yapsın?
Yuh diyorum sadece öylelerinin aydınlığına ve böyle aydınlığa beynimin perdelerini kapatıyorum.
Yoksa Anayasa Mahkemesi kamoyuna bu konuda yol mu açtı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.