Kısa dalga yayın

12.10.2008

Aktütün şehitlerinin ardından

Meşum karakol baskının ardından basın ve tvde çok şey yazılıp söylendi.
TSK suçlandı, HKK suçlandı vs. Daha öncesinde yaşanan baskınlardan bahsedildi. Bölgede zamanında görev yapmış olan Erdal SARIZEYBEK, Efsane Komutan Osman PAMUKOĞLU bölgeyi ve oralarda yaşananları ekranlarda anlattılar.

Kimileri silahlı kuvvetlere besledikleri kinin üzerine bire bin kattı, kimileri dile getirilenleri, silahlı kuvvetleri yıpratma çabaları olarak dile getirdi vs vs.

Ben ve askerliğini sınırda karakol komutanı olarak tamamlamış bir abimiz de oturduk kafa kafaya verdik, ortada olanlarla ilgili aklımıza takılan soruları sorduk kendimize. Bu soruların cevabını vercek olan biz değiliz ama içimizdeki acıyı dindirebilmek amacıyla yapılan açıklamaları en iyiye yormaya çalıştık.
Fakat?
Biri bu askeri başarızlıkların hesabını vermeli...

Baskın öncesi duruma bir göz atınca ortaya çıkan:

  • Kalabalık (300-350 kişilik) bir terörist grup tarafından baskın yapılacağı bilgisi alınmış
  • Karakola takviye birlikler gönderilmiş (bir jandarma özel harekat bölüğü ve bir komando bölüğü ile)
  • Terörist grubu kalabalık, ağır silahlarla ilerlemiş
  • PKK'lı teröristlerin karakola ulaşabileceği güzergâhtaki sınırlı geçit noktalarından bazıları teröristlere açılmış. Böylelikle aynı güzergâhtan giriş yapacak teröristlerin bölgeye dağılmadan etkisiz hale getirilmesi planlanmış. Bu plan geçmişte birkaç kez daha başarıyla uygulanmış.
  • MİT, Emniyet ve askeri birimlerin istihbaratına rağmen Aktütün Karakolu, PKK'lı teröristlerin saldırısından ağır zayiatla çıkıyor.*
Planlamalara ve duruma bakılırsa geçiş noktasında silahlı kuvvetlerin pususuna düşmesi gerekip imha edilmesi gereken grup, Bayraktepe nöbet noktasını ve karakolu ateşe alma fırsatı buluyor.
O kadar takviye ve tedbire rağmen silahlı kuvvetlerin kontrolü altında bulunan geçit aşılarak karakola ve nöbet noktasına ateş açılıp ağır kayıp verilebiliyor.
Asıl soru bu noktadan sonra akla geliyor: Terörist grup, ağır silahlarla dağı taşı, pusu ve dinlemeleri aşarak  hedefe ulaşıp ateş açma imkanını nasıl buldu? 
TSK'nin kurum olarak Türkiye Cumhuriyeti'ne sadakatinden kimsenin şüphesi olmadığına eminim. Peki o halde, geçiş yolu bilinen ve tutulan, yalnız başına geçilmesinin zorluğunu artık çocukların dahi öğrendiği o bölgeden teröristler ağır silahlarla geçmeyi başarıp, nasıl karakola ulaştılar ve 15 vatan evladının canına kıymayı becerdiler? Bütün imkanlar elindeyken 15 canın kaybedildiği, 23 teröristin öldürüldüğü bu baskın nasıl Aktütün'den bir kahramanlık öyküsü olarak nitelenebilir?
TSK içinde ve hükümette, kurumun millet nezdinde güvenini sarsan başarısızlıkların, can veren vatan evlatlarının sorumluluğunu kim alacak?
Bilindiği üzere silahlı kuvvetler hiyerarşik bir teşkilat; hava kuvvetleri komutanına gelene kadar (tugaykomutanı, tümen komutanı, kolordu komutanı) emri altındaki askeri birliklerin, savaş araçlarının sevk ve idaresinin mesuliyetiyle de yükümlü 3-4 tane general var. Hava kuvvetleri komutanı bu baskında kendine bir sorumluluk alıp soruları cevaplama hakkını görüyorsa emri altındaki komuta kademesinin mesuliyetini de alabilir veya Genel Kurmay bu başarızılığın sorumlusunu ortaya çıkarıp kamoyuna gerekenin yapılacağı konusunda tatminkar bir açıklama yapılabilir.

1 yorum:

  1. Daha önceki baskın ile aynı senaryo, söyleyecek sözüm yok sadece içim acıyor.
    www.etraf.org

    YanıtlaSil

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.