Kısa dalga yayın

23.06.2008

Milli takımın başarısının arkasındaki adam anlatıyor!

O gün milli takım iyi başlamıştı maça, o zamana kadar oynadığı maçların başlangıcından çok farklıydı. Bu oyunu görünce, zor olsa da alırız bu maçı dedim. Maçın normal süresi bitene kadar umutlarım da devam ediyordu. Son düdük çalınca, bizimkilerin yorgunlukları yüzlerinden okunuyordu.

Uzatma dakikalarının ilk düdüğü çalınca, ortaya çıkan takım beni tamamen şok etti. Gözlerime inanamıyordum, bizim takım gitmiş onların yedekleri gelmiş gibiydi. O nasıl bir güç, o nasıl bir direnç, o nasıl bir inanç? Şaşırıyordum!

İnanın bana maçın 120. dakikasında kalemizde golü görene kadar hiç dua etmemiştim çünkü bu oyunla maçı alacağımıza emindim, hiç olmadı penaltılarda elenirdik.
Ama işte Klasnic'in o kafa golü yok mu!!! Bütün şuurum tarumar olmuştu. Televizyona bakıyor ama bişey göremiyordum.Ev halkı ve eminim ki bütün Türkiye bir anda dizleri üzerine çökmüş "Tühh gitti maç!!!" derken ve hakemin bitiş düdüğünü beklerken ben, "N'olur allahım iki dakika daha versin şu hakem, iki dakika" daha diyerek dua ediyordum. Ki ekranın sağ üst köşesinde 120:54 gibi bir süreyi gördüğümde hala daha duama devam etmekle birlikte Semih'i rakip ceza sahası içerisinde topu kaleye şutlarken gördüm.

O an, evde değil de, Semih'in yanında topun kaleye gidişini izliyordum. Ve top tam da Semih'in istediği yere gitmişti. İki dakikaya gerek kalmamış yarısı yetmişti belki diğer yarısı da olsaydı penaltılara gerek kalmazdı. Yok artık diyorum!

Penaltılar, Modric' imiş adam. Topun başına geliyor. Avuçlarım Allaha dönük : İnşallah dışarı atar. at hadi , at dışarı! Ve evet top dışarda. Şükür bu geçti. Bizimkiler, zaten atar. Srna topun başında, bizim ufaklık lafa tutmuş beni o arada golü gördük kalemizde. Her neyse bir karavanaları var.
Diğer oyuncu geldi topun başına, Rakiticmiş. Yine eller havada: Alllahım atsın şunu dışarıya. Dışarı atsın dışarı atsın. Çocukluğumzdaki gibi "Ortada kuyu var yandan geç" demek geliyor içimden ama cıvıtmanın alemi yok. Veee şükür ki top yine dışarda.

Öteki oyuncu topun başında bu sefer, Petric. Bu kadarı yeter, içeri atsan da Rüştü yakalar onu, önemli değil. Ve aynın öyle oluyor. Rüştü, sağına akan topu çıkarıyor ve işte Türkiye ve Sakarya'nın yerinden oynadığı an. Ben şükrediyorum, yolunuz açık olsun diyorum. Sizce bunları söylerken yalnız mıydım?

Evet, o gün ben yalnız olmadığıma inanıyorum. Nasıl biz milli takımda ter dökenleri gönülden yalnız bırakmadıysak, bizi de yalnız bırakmadı Rabbim. Ben milli takımın başarısının arkasındaki biri olarak itiraf ettim.

Hacer ALKAN'ın dediği gibi Allah bize torpil mi yaptı bilmiyorum. Açılan elleri geri çevirmediğine eminim sadece.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.