---- atıf özeti ----
Yazarlara sorulmuş 5 sorunun cevapları yer alıyor yazıda.
"Neden isminizi blogunuza verdiniz?" sorusuna verilenler cevaplarda; takma addan hoşlanmama, güvenilir olma, yazdıklarıyla tanınma ve kendilerine kolay ulaşım imkanı sağlama gibi düşünceler yer alıyor.
Yararları ve zararları kısmında zararlarından söz eden olmamış. Bilakis yararları dile getirilmiş; isimleriyle doğrudan tanınmalarına ve blogkürede kendilerine bir yer edinmelerine olanak sağladığı söylenmiş.
Neticede söyleşi yapılan yazarların çoğunluğu diğer blog yazarlarına benimsedikleri tutumu önerirken amaca bağlı olarak veya markalaşma(!) konusunda blogların isimlendirilmesi gerektiğini söyleyenler var.
İnsan bir şeyler yazıyor, çiziyor ve bunları başkalarıyla paylaşmayı göze alıyorsa her halükarda büyük bir fedakarlık yapıyordur. Yapılan işte elbetteki yapanın kendi adına görmeyi umduğu bir fayda söz konusudur. Nitekim söyleşiye katılan yazarlar da bundan bahsediyor. İçlerinde en ilginç olanı, gelecekte yapacağı işte bir referans olarak blogunu kullanmak isteyen bence.
----
Bir insanın yaptığı işlerin, ortaya koyduklarının neticesinde iltifatlar, ödüller görmesi büyük bir keyif ve gurur verir. Tanınmak, marka(!) olmak vb egoyu besleyen ve ardından birşeyler beklenen duygular benim açımdan hiç önem taşımıyor.
Ben internette kendimi; nebilim, blogumu nebilim.net olarak tanımlıyorum, çünkü:
- Benim başkaları için kim olduğum, söylediklerimin kimliğimle kalıba sokulması demektir. Dost, samimi olduğum insanlar öyle düşünmeseler dahi kendilerince beni üzmemek adına söylediğim şeyleri övüp, onaylayabilirler ama ya beni tanımayanlar, kimliğimden habersiz olanlar? İşte asıl değerlendirme onların değerlendirmesidir, beni tanımazlar. Sadece ortaya koyduğum fikir kırıntılarını tartıp, düşünüp veya bunları hiç yapmadan bağnazca sövüp sayabilirler.
- Benim nebilim.net üzerinde dile getirdiğim olaylar, düşünceler, sitemler tarafsız bir şekilde ve yazarından bağımsız şekilde değerlendirilmeli.
- Ben değil, söylediklerimin dikkate değer alınması önemli.
- Önemli olan ben değil, benim zihnimden üreyen fikirlerdir.
- Mesela bu zaman kadar yazdıklarından, söylediklerinden, çizdiklerinden ziyade yaşantılarıyla birlikte insanları kucaklayanlar! Acaba o insanlar şahsi fillerini ortaya koymadan sadece fikirleriyle ortada olsalardı, o fikirler ne şekil alırdı? Mesela Nazım'ın vatan haini olarak nitelendirildiğini ve hüküm yediğini bilmeseydik ( bir nevi mağdur olmasaydı), Necip Fazıl'ın geçmişinde bohem hayatından bihaber olsaydık, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yaptıkları yasadışı eylemleri bilmeseydik, M.Ali Ağca'nın katil olduğunu bilmeseydik, Haluk KIRCI'nın Bahçelievler katliamından bihaber olsaydık, Abdullah Çatlı Susurluk kazasından çıkmasaydı, zamanın hızlı solcuları ve sağcılarının o zamanlarda eylemleri için finans kaynağını uyuşturucudan sağladıklarını bilmeseydik vs. vs...
Blogkürede yalan, araklama, çalıntı, kopyala-yapıştır gibi durumları doğrudan şahıstan bağımsız isimlere izafe etmek önyargıdır. (Aman ha! Ateş yakalım derken kuru-yaş ayrımına dikkat...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!
Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.