-6645,merkez! 6689!
-6689 dinlemede, tamam!
-Hız sınırı ihlali, bir uçan tabut size doğru geliyor! Plakayı veriyorum!
-Anlaşıldı, tamam!
-06 Bir sen Bir ben bir de Bebek ...
-Alındı. Tamam!
-Duydun Necmi, şu tabut toprağa girmeden tekerlerini yere bastıralım.
-Tamam Rıfkı!
-Bu değil. Bu değil. Bu da değil. Hah işte uçan tabut göründü. Ben çeviriyorum.
Rıfkı yolun ortasına doğru çıkmış elinde telsiziyle, kendilerine doğru olanca süratiyle gelmekte olan cipe sağa yanaşmasını işaret ediyordu. Yolun sağına çeken cipe yaklaşıp, camı açan şöföre:
-İyi günler beyefendi!
-Ne iyi günü memur bey benim acelem var
-Sürat ihlalinden radara yakalandınız, ehliyet ve ruhsatınız lütfen!
-Ve siz beni durdurup zamanımı alıyorsunuz!
-Beyefendi Müslüm Baba'nın bir dizesi var bilir misiniz?
-Ne Müslüm Baba'sı? Ben, zamanım yok diyorum siz müslümden babadan söz ediyorsunuz?
-Tamam işte ben de tam onu diyorum. Şöyle diyor: Zaman aleyhimizde vakit geçiyor. Her geçen gün kayıp, ömür yetmiyor. Siz de bir an evvel evraklarınızı vererek zamandan kazanın isterim.
-Memur Bey! Benim derdim başımdan aşkın siz nelerle uğraşıyorsunuz?
-Dert dediğiniz nedir ki beyefendi?
-Başlatma derdine! Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
-Dert sizin, başlatan ben değilim. Derdinize derman olmadan önce Hayko Cepkin ne demiş bir kulak vermek lazım, size söyleyeyim: Altı üstü beş metreydi dertlerinin birikimi. Nasıl? Müthiş bir tabir değil mi? İsterseniz şarkı olarak devamını da söylemek isterdim fakat zamanınızı almak istemem.
Uçan tabutun içindeki şık giyimli ve kodaman tipli adam, Rıfkı'nın tavrından oldukça rahatsız olmuş ve sabır çekmekle beraber nüfuzunun baskını hissettirmeyi iyice kafasına takmıştı. Cipinden inip Rıfkı'nın karşısına dikildi:
-Bana baksana! Sen beni tanımıyorsun ve zamanımı çalıyorsun buna pişman olabilirsin.
Rıfkı, adamın bu tavrına oldukça sinirlendi ama neşeli tavrını koruyarak:
-Beyefendi! Kuralları ihlal ediyorsunuz ve üstüne üstlük bir de görevimi yapmama engel oluyorsunuz. Dertlerinizle beraber beş metreye sarılıp, aleyhinize de olsa geçmekte olan zamanınızı temelli kaybetmemeniz için koyulmuş bu kurallar.
Adam Rıfkı'nın ukala tavrından sıkılmıştı. Rıfkı'nın üstüne giderek:
-Bana baksana sen, fazla oldun artık! Bu yaptığına pişman olacaksın. Kendine haritadan bir yer beğen!
Rıfkı, Necmi'ye dönerek:
-Necmi koş lan! Hayatımda hep bu anı bekledim, diyerek iç cebinden bir harita çıkardı ve adamın cipinin üzerine serdi ve adama dönerek:
- Dedim ya, hayatımda hep bu anı bekledim diye. Bu haritayı onun için taşıyorum yanımda, diyerek parmağıyla haritada bir noktayı işaret etti ve diğer cebinden de bir kalem çıkardı.
Rıfkı'nın cebinden çıkardığı bir Amerika haritasıydı.
-İşte harita! Bakın beyefendi, burası Miami. Müthiş kumsalları ve kızları var. Şööööyle kalemle işaretliyorum. Şu adım, şu da sicilim. Buraya yazdım, diyerek haritayı tekrar eline aldı. Katladı ve adamın kaliteli, şık ceketinin iç cebine sokuşturdu sonra da:
-Harita meselesini böylece hallettikten sonra uzatmadan şu ehliyet ve ruhsatı verin, lütfen!
mükemmel :)
YanıtlaSilbence de:)
YanıtlaSilçok güzel bir yazı, ayrıca çok güldüm teşekkürler..yorumlarınızın açıldığına sevindim
YanıtlaSilçok güzel anlatım ve keyifli olmuş.
YanıtlaSilBayramlar, insanlar arasındaki karşılıklı sevgi ve saygının perçinlendiği, insanların birbirleriyle olan dargınlıklarını unuttukları, barıştıkları, kardeşçe kucaklaştıkları özel günlerimizdendir
YanıtlaSilAynı zamanda milli ve dini duyguların, inançların, örf ve adetlerin uygulanıp sergilendiği, bir toplumda millet olma şuurunun şekillendiği, kuvvetlendiği günlerdir. Hep bir arada, sevgi dolu ve huzurlu nice bayramlar geçirmek dileğiyle şeker tadında Ramazan Bayramınızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.
selam, saygı ve hürmetler.