Kısa dalga yayın

14.02.2009

Dolmuşlar ve kırmızı ışık paradoksu

Sakarya'ya geldim geleli dolmuşçulara iyice bir kanım ısındı, tabi ki sadece Sakarya'daki dolmuşçulara. Artık neredeyse bindiğim üç hattın dolmuşçuları arkadaşlarımdan birileri gibi geliyor bana ya da dolmuşlar için şöyle söyleyeyim; benim için özel konulmuş servis gibi. En sevdiğim tarafları ise; dolmuştan inerken yolcuların arkasından dile getirdikleri temennileri: Hayırlı işler, kolay gelsin, iyi günler, hayırlı günler... Hatta bence bu şehrin en güzel tarafı bu!
Sevmeye başladım ben bu kenti.
İyi yönleri var ama bir de kötü ve berbat bir huyları var. Duraklar genelde trafik ışıklarının az gerisinde bulunuyor, buna da bu kentte dikkat ettim. Yayaların geçitte bekledikleri esnada araçlar için yeşil ışığın son saniyelerinde ve hatta kırmızı yandıktan sonra yaklaşık bir yüz metre geriden  gazı kökleyerek gelmeleri var ki işte en kötü tarafları bu alışkanlıkları. Hadi ben sezdim bunu, alıştım da yaşlı başlı, bebek arabalı, kucağı çocuklu insanlar bunu çözüp de alışabilmiş değiller zaten onların da alışması gerekmiyor ama can güvenliği açısından diyorum. Bu alışkanlığı terk etmesi gereken, dolmuş şöförleri elbette. Söz ettiğim insanlar (özellikle yaşlılar, sanki ömürlerinden geçip giden zamanı telafi edercesine bir acelecilik tutuyor bunları yaya geçitlerinde) açısından, kazanın ucundan sıyrıldıkları  çok olaya rastladım.
Dolmuş şöförleri bir de bu huylarından vazgeçerek kırmızı ışıkla aralarındaki bu paradokstan kurtulursalar çok daha şahane olacak. İlgili yerlere yazıyorum, bakalım dikkate alan olacak mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.