Kısa dalga yayın

8.04.2008

Bilimi tahakküme alan AB'nin 301 takıntısı

Ceza yasalarıyla tarih ve bilimi tahakküm altına alarak "Ermeni Soykırımının olmadığının dile getirilmesini" suç sayan Fransa önderliğindeki AB'nin 301 takıntısı ve baskısı devam etmektedir.
Bir devletin kendini ve teşkilatını koruması kadar doğal bir reflekse karşı çıkmak ne kadar akılcıdır bilemiyorum. Öncelikle Avrupadaki devletlerde benzer maddeleri bir görelim.

ALMANYA- Ceza Kanunu, Madde 90: " Her kim bir toplantıda veya yazılı neşriyatın dağıtılması suretiyle alenen Almanya Federal Cumhuriyeti'ne veya federe devletlerine veya anayasal düzenine hakaret eder veya kötü niyetle AŞAĞILARSA veya Almanya Federal Cumhuriyeti'nin veya federe devletlerden birinin renklerini, Bayrağını, Armasını Veya Ulusal Marşını Tahkir Ederse üç yıla kadar hapis veya para cezası ile cezalandırılır."

İTALYA- Ceza Kanunu, Madde 292: " Her kim ulusal bayrağı veya devlete ait diğer bir sembolü aşağılarsa bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

POLONYA- Ceza Kanunu, Madde 133: " Her kim Polonya Halkını ve Polonya Cumhuriyeti'ni alenen AŞAĞILARSA bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

İSPANYA- Ceza Kanunu Madde 543: "...İspanya'nın, özerk bölgelerini veya simge ve amblemlerinin Sözle, Yazıyla Veya Eylemle alenen AŞAĞILARSA veya KÜÇÜK DÜŞÜRÜRSE, yedi aydan 12 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

DANİMARKA- Ceza Kanunu Madde 110;" Her kim bir milleti, devleti veya bayrak ya da alametlerini veya Birleşmiş Milletleri ya da Avrupa Parlamentosu' nu alenen AŞAĞILARSA dört aya, eğer ağırlaştırıcı nedenler varsa iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

FRANSA- Basın Özgürlüğü Kanunu Madde 30: "...hiç kimse Fransız ulusunu, Fransız devlet kurumlarını aşağılayıcı yayın yapamaz"

PORTEKİZ- Ceza Kanunu Madde 332 "...Her kim sözle, hareketle, yazıyla veya
bir iletişim aracıyla Cumhuriyeti, ulusal bayrağı veya ulusal marşı, Portekiz
hükümranlığının herhangi bir sembolünü veya amblemini aşağılar veya gerekli
saygıyı göstermezse 2 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır." *

Şimdi bir de bizdeki maddeye bakalım:

TÜRKLÜĞÜ, CUMHURİYETİ, DEVLETİN KURUM VE ORGANLARINI
AŞAĞILAMA
Madde 301 - (1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen
aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk
vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında
artırılır.
(4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce
açıklamaları suç oluşturmaz.
Bizdeki maddeler ile AB ülkelerindeki maddelerde bir fark dikkatinizi çekti mi? Aaaaaa, oldu mu şimdi?

301. Madde'nin 1. fıkrasının ne ile başlıyor? Türklüğü....
Evet, işte AB'nin asıl karın ağrısı burada başlıyor. T.C. Anayasası'nda içindeki bütün unsurlarla bir milleti tanımlayan Türklük tanımı hazımsızlıklarının temeli.

Örnek verilen yabancı ülke yasa maddelerinde ağırlıklı olarak devlet, federasyon, eyaletler, marşlar bunların simgeleri hatta renklerine karşı bir tahkirin cezalandırılması ön görülüyor.
T.C. her ne kadar batı tarafından devletçi (Kemalist) görülse de yasaları devlet teşkilatından önce milletin tahkirini cezalandırmayı öngörür. Çünkü devlet, egemenliğini ve bunu kullanma yetkisini doğrudan milletten alır ve en başta da egemenliğin kaynağı görülen milleti koruma içgüdüsüyle hareket eder.
Aslına bakılırsa bu durum; "devlet için millet mi, millet için devlet mi?" kısır tartışmasının da cevabını doğal olarak yasalarla vermiştir. Devlet millet için vardır ve öncelikle milletin varlığını ve haysiyetini korumayı kendine şiar edinmiştir.

Peki AB'nin bu 301 çığırtkanlığıyla milletle ne alıp veremediği vardır?
301 kalksındı, değiştirilsindi, dava açmaya karar yetkisi Ad.Bakanına verilsindi, bunlardan önce cevap verilmesi gereken soru budur: AB milletin varlığından ve haysiyetinin muhafazasından neden rahatsızlık duymaktadır?

Kendimce cevabını vereyim: Küreselleşen dünyada artık güç sermayelerin elindedir. Ve bu gücü kullanmanın en kolay yolu merkezden bağımsız, federatif yapılardan geçmektedir. Bu şekilde karar mekanizmalarının direnci kırılmakta ve bürokrasi yok derecesine indirilmektedir. Bu da sermayenin atını dilediği gibi koşturmasının yolunu açmaktadır.
En basitinden orta avrupaya bir göz gezdirmekte fayda var. Eyaletleri de geçin, artık şehir devletçikleriyle donanmıştır. Ülkemizde de yapılmak istenen kısa vadede, millet bütünlüğünün, dayanacağı temelleri yıkarak (Anayasa, Ceza kanunları, gelenekler, mitler) ayrıştırılması ve toplumun federatif bir yapıya müsait hale getirilmesidir. Modernleşme süreciyle üretim çarkında dönmekten benliğini kaybedip bireyselleşmeye koşar adım giden bir toplumu şu anda bir arada tutan kültürel değerlerle, milli değerlerin yasal korumalarıdır. Bireyselleşme yolunda ilerleyen toplumun, kültürel harcı yok edilip devlet ve değerler lehine koruma güdülerinin nötrolize edilerek tepkisizleştirilmesine çalışılmaktadır.

İşte bu noktadan hareketle 301.maddede AB tarafından asıl sorun milletin korunmasıdır. Ve yapılanlar da bu koruma mekanizmasının ortadan kaldırılmasıdır.

Şuursuzca 301 aleyhine demokrasi, fikir hürriyeti çığırtkanlığı yapmadan önce biraz düşünmekte fayda var. Medyaya yansıyan 301 polemiklerine taassupla atlamadan önce, açılan her davanın davalının suçlu olması anlamına gelmeyeceğini bilmek gerekir. İnsanlar 301'e istinaden dava açabilirler, bu 301 in antidemokratik olduğu anlamına gelmez. Hassasiyet bakımından iş savcılara ve hakimlere kalıyor.

301/4 te ne diyor : Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.