Kısa dalga yayın

2.01.2008

Hergün yeni bir yıla doğan güneş

Yeni yıl yeni yıl yeni yıl yeni yıl
Sizlere kutlu olsun!

Yılbaşları, şahsım adına hiçbir önem arz etmiyor. Benim için yeni bir günden herhangi bir farkı yok. Sadece tarihin hafızasına not edilen olaylarda ve evrak,kayıt, kuyudat işlerinde yıl hanesi yazılırken "7 " yerine "8" kullanılacak o kadar!

Zamandan bahsedince hafızamdaki bir fıkrayı buraya aktarmak geldi içimden.
Zamanın içinde bir vakitler İstanbul'da bir mahallede yaşayan samimi iki esnaftan ecnebi olan her akşam dükkanını kapatırken "Tüüüh, bugün de zarar ettik" dermiş. Kapı komşusu, Müslüman esnaf da aynı saatlerde dükkanını kapatırken ecnebi komşusunun söylediklerini duydukça içinden hayıflanırmış: "Ya bu nasıl iştir? Adamın siftahsız dükkanını kapattığı gün yok, ha bire her akşam zarar ettik der durur!". Günlerce bu düşünce beynini kemirir durur.
Dükkanlarının önünde taberlerine oturmuş, sohbetlerinin arasında kahvelerini höpürdettikleri bir zaman Müslüman esnaf dayanamaz ve ecnebi esnafa:
- Mîrim, müsaade edersen sana bir soru sormak isterim.
- Tabi üstad, buyur!
- Her akşam neredeyse seninle beraber dükkanları kapatırız. Bu esnada da bir şeyler söylendiğini duyarım, işte asıl derdim bu söylendiklerinden sebeptir. Gördüğüm kadarıyla kazancın, Allah artırsın benden iyidir. Siftahsız dükkan kapattığım olmuştur da senin hiç olmamıştır. İyidir iyi olmasına da hiç şükrettiğini duymadım. Akşamları hep zarar ettik diyerekten kapatıverirsin dükkanını, neden böyle yaparsın? Bunu merak ederim, merakımı mazur gör!
Ecnebi esnafın, gevrek bir kahkahasının ardından şaşkınlığa düşen esnafa:
- İlahi mîrim, sen bunu mu dert ettin? Tanrıya bereket, kazancım senin de dediğin gibi iyidir, hiç darda kalmışlığım yoktur. Fakat benim zararım maldan,mülkten değildir. Ben geçip giden zamana yanarım mîrim!
***

Basın yayın kuruluşları bu yılbaşını da geçmedi! Tarkan'ın kıytırık şarkılarına ve banttan şarkı söylediği yılbaşı gösterisine TRT'nin ödediği paradan, şarkıcıların yılbaşı programlarında kaç para aldıklarına pek ağır bir gündemle girilmedi 2008 yılına.

Yılbaşının ardından bütün gazete ve televizyon haberlerinde Taksim magandalarını gördük, okuduk ana haber bültenlerini bütünüyle işgal etmişti bu haber. Tamam magandalık yapanlar suçlu da bunu hiç çekinmeden ve en ufak bir müdahale girişiminde bulunmadan görüntüleyen -ve hatta bu işi yapanlara gaz veren- habercilerin hiç mi suçu yok. Meydanda o kadar içki içen, kadınlı,kızlı topluluk varken o kadar hanzo neden bunları seçmiş acaba, bu da ayrı bir soru. Bellerinde polis telsiziyle habercilik yapanlar, bu olayı polise bildirmekte neden bu kadar aciz kalıyorlar?(Çünkü görevleri o değil öyle mi?) Bir cinayetle karşılaşsalar, haber uğruna katile karşısındakini öldürmesine izin verecekler ki bir cinayet haberi çıkaralım diye. Kutlamalarda her adam başına bir polis mi dikilsin yani emniyet tarafından? Nerede sosyal duyarlılık, toplumsal hoşgörü?
Ben bu olayların haberciler tarafından yapılmış bir kurgu olduğuna inanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.