Çevremden duyduklarıma, edindiğim izlenime göre öğretmen atamalarında doğu ve güneydoğunun tercih edilmesinde kadın öğretmenler daha cesur.
Özellikle doğu ve güneydoğu olmak üzere, meb tarafından valiliklerce atamalarda yaşam koşullarının zorluğu göz önüne alınarak prensip olarak mecbur kalınmadıkça köylere kadın öğretmenler gönderilmiyor. Öyle ki son atama doğu ve güneydoğuya yönelik olduğundan ve atananların çok büyük bir çoğunluğu kadın öğretmen olduğundan bu prensibin uygulamada bir anlamı kalmıyor ve mecburen kadın öğretmenler köylerdeki kadrolara atanıyorlar.
Ekonomik özgürlük, kariyer, idealistlik, geçim kaygısı, ekmek parası hangisi derseniz diyin ama öğretmen atamalarında doğu ve güneydoğunun tercih edilmesi konusunda kadın öğretmenler erkeklere göre daha cesur. Erkek öğretmenler baba ocağından, anasının dizinin dibinden ayrılmayı göze alamazken kadın öğretmenler boşta kalan doğu ve güneydoğu kontenjanları için her türlü zorlu şarta göğüs gererek buraları tercih ediyor. Kimileri nişanlılarından, sevgililerinden dahi ayrılmayı göze alabilirken kimileri de eşlerinin görevleri dolayısıyla eş durumundan bölgeden bir süre sonra ayrılabilecekleri umuduyla bu tercihlerde bulunabiliyorlar.
Şahsen görev aşkını bir uygarlığı, bir milleti yaratmanın parçası olma gibi idealistlerin çok fazla olduğunu düşünmesem de hangi argümanla değerlendirilirse değerlendirilsin kadınlar erkeklere göre bu işi nerede ve ne şartlarda olursa olsun yapma konusunda daha cesurlar diye düşünüyorum.
Erkek kısmısı vatanseverlik, milliyetçilik, idealistlik, memleket sevdası gibi konularda mangalda kül bırakmazken iş idealistliğe, ekmek parasına, memlekete-millete hizmete, cesarete geldiği zaman kadınların yanında solda sıfır kalıyorlar bence.
Sözün özü: Kamu açısından Türk Bayrağının dalgalandığı her yerde görev yapma sevdasını artık bana dokunmayan yılan bin yaşasın, azıcık aşım kaygısız başım kabilinden bencilce düşünceler kuşatmış.
Buyrun: Bu da Bir Köy Öğretmeni Hikayesi
bu konuda biiimsel olarak tespitleriniz var mı
YanıtlaSil