Aaa, teessüf ederim! Daha ne olsun?
Türbanlı iken neler çektiğinizi merak eden gazeteciler, sizi kimin alacağı telaşına düşmüş, evde kalmanızın acısını şimdiden yaşayan gazeteciler, köşe taşları, sonra sizleri toplumla kucaklaştırmaya çalışan ebru, ney, mesnevi okuma kurslarını ardı ardına açan belediyeler vs. vs. ...
Hamdolsun, hepsi mevcut.
Ondan sonra hala daha mızmızlanıp duruyorsunuz, hiç yakışıyor mu size ya?
Sizler; inancımız gereği örtünmek istiyoruz, örtülü halimizde öğrenim görmek, kamuda bir yer edinerek mesleğinizi yaparak halka hizmet vermek istiyorsunuz.
Ama gelgör ki sizlerin masumane inançlarınızı toplumda istismar eden çeşitli tipler mevcut.
Modernleşme, moda, ana, baba, abi, koca baskısı ile inancı arasında sıkış tepiş yaşama savaşı verip kendilerini ne inanç ne de sosyal hayatta bir yere koyabilmiş hemcinslerinizin sosyal hayatta yansıttıkları giyim,yaşam tarzı ile inanç çelişkisi sizlerin samimiyetinizi al aşağı ediyor. Bunları görenler sosyal hayata yansıyan uygulamalardaki çelişkileri gördükçe inanç gereği örtünme konusundaki bu istismarın ardında kalan samimiyeti görmekten aciz hale geliyorlar.
Samimiyetle söylüyorum; çarşaflı teyzenin yanında, kafasında sıkmabaş türbanı, altı kaval üstü şişhane, göğüs çatala kadar dekolteli, altta diz üstü şortlarla dolaşan insanları gördükçe ben bile binbir türlü çelişki yaşıyorum. Örtünme konusunda çeşitli meal ve tefsir kaynaklarını okumuş olsam da baş örtmenin farz olduğu kanaatine varamamış biri olmama rağmen burada ben bile dememin sebebi örtünme konusunda her türlü siyasi, sosyal, ekonomik istismara rağmen örtünen insanların gerektiği gibi öğrenim ve kamu iş hayatında örtünmeyi tercih etmiş insanlar önüne çıkan engellere karşı takındığım tavırdır.
Sosyal, siyasi cemaatleşmeyle hayatta işim olmaz, cami cemaati istisna. Bunları dindar insanların toplumda yaşadıkları sancıların baş müsebbibi tutarım ki dindar entellektüel insanların dahi çoğunlukla bu görüşte olduklarını görüyorum. Hele erkek kısmısının dindarlık, dincilik adına cumhuriyet değerleriyle çatışmasına bir anlam veremiyorum.
Neyse uzatmadan sonuca geleyim; cumhuriyetle çatışan güruha destek çıkmak sizlere asla beklediğiniz özgürlüğü getirmeyecektir ki bu son yapılan kılık kıyafetle ilgili iktidar partisinin sözüm ona çözüm girişimiyle de gözler önüne serildi. Örtünme konusunda samimi insanların bir araya gelerek kanaat önderleri artık her kimse onunla birlikte delikanlı gibi bir açıklama yapması herşeyi sizin adınıza çok daha kolaylaştıracağı ve sizleri bu din istismarcılarının elinden kurtaracağı inancındayım. Örneğin şöyle birşey denebilir:
Biz inancı gereği olarak başını örten Türk vatandaşları olarak; üzerimizden siyaset yapan bütün siyasi eğilimleri reddediyoruz. Bizim cumhuriyetin değerleriyle hiçbir alıp veremediğimiz yoktur. Hangi siyasi görüş olursa olsun; muhafazakar, milliyetçi, demokrat, sosyal demokrat, hiçbirinin görüşleri bizim inancımızın önünde değildir. Bundan böyle bizim adımıza, örtünmemizle, başımızdaki örtüyle ilgili yapılacak siyasi ve sosyal hiçbir açıklamayı kabul etmiyoruz, siyasal İslam denen tanımlamayı kabul etmiyoruz. Siyasetin ve STKların bizleri kendi kirli emellerine alet edemeyeceklerini açıkça söylüyoruz.
TBMM bünyesinde iktidar kim olursa olsun, cumhuriyet değerleri gereği ülkemiz nezdinde hüküm sürmesi gereken hoşgörü ve inanç özgürlüğü çerçevesinde samimiyetimize güvenip bizler için gereken yasal düzenlemeleri gereği gibi, takiyye yapmadan, insan hakları ve demokrasi düzleminde yerine getireceğine inancımız tamdır. Örtünme bahanesiyle cumhuriyet aleyhine militanlık yapanları da kabul etmiyor, yapacaklarını eylemlerin siyasi bir hareket olarak değerlendirilmesi gerektiği düşüncesiyle İslam inancı ile bağdaştırılamayacağına inanıyoruz.
Bu zamana kadar sergilenmiş olan cumhuriyet ve İslam çatışmasının bilerek veya bilmeyerek suni ve siyasi emellere hizmet ettiği kanaatini taşıdığımızı inançlar ile yaşam tarzlarına saygı konusunda yüksek hoşgörü sahibi Cumhuriyet değerlerine bağlı Türk halkına ilanen duyuruyoruz.
En son Ahmet HAKAN'ın (Başörtülü kızlarla kim evlenecek, tartışmasını başlatan konu hakkında son zamanlarda ne düşündüğünü dile getiren) İsmail KILIÇASLAN'dan aktardığı bir görüşü sunayım:
“Bence asıl mesele şudur:
AKP zihniyeti, dindarlıklarının bir gereği olarak kendilerini başlarını örtmek zorunda hisseden kızları yok saymaktadır.
O kızlara reva görülen budur.
Bu sert gerçeği kabul etmek istemeyen AKP’lilerin anlatacakları masallara karnım tok...
Çünkü o kadar çok örneği var ki bu durumun...
Başörtülü kızlar artık ‘bizim mahalle’nin...
Anlı şanlı patronları için ucuz işgücü...
Delikanlıları için kariyer engelleyici ayak bağları...
Siyasetçileri için arada bir sırtları pışpışlanıp oyları alınacak ama sorunları asla çözülmeyecek bir kitle...
Belediyeler için ney ya da ebru kurslarının başarı teminatıdır...
AKP’lileşen kitlelerin din ve asıl önemlisi ahlak algısı seksist, yani cinsiyetçidir.
Erkeklerin ortamlara ayak uydurmak için her şeyi yapabildikleri, kadınların paraya boğulup evde oturtuldukları bu algı, bende derin bir ‘ikiyüzlülük’ çağrıştırıyor sadece...
Belki de bütün mesele geçmişte ‘sistem dışı’ olan İslamcıların, bugün sistemin kendisi haline gelmeleridir.
Bu yolculukta başörtülü kızların cezaları ise henüz dolmamış görünüyor.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!
Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.