Neyi mi merak ediyordum?
Çin'in Uygur Türklerine yaptığı zalimlik hepimizin malumu.
Bu konudan hareketle öncelikle kimin, bu konuya düşündüğüm suistimal düzeyinde kalem oynatacağını merak ediyordum ki Mehmet ALTAN, "Uygur Kürtleri" başlığını attığı yazısıyla bu merakımı gideren kalemşör olmayı başardı.
Başlığıyla atıfta bulunduğu memleketimizin meşhur meselesini Kürt meselesini(!) Çin'in zulmüyle bağdaştırmayı akıl edebilen nadide bir aydın olarak kendisine gıpta ettim. Çünkü yazısında Çin'in yaptığı zulümleri, bizim meşhur Kürtçülerimizin tezleriyle bağdaştırarak "Burjuvazinin ortaya çıktığı dönemin örgütlenme biçimi olan ‘ulus-devlet’ çağ değiştiği için aşılıyor..." görüşüne yer veriyor.
Ulus devlet!
Bu bağdaştırmayı değerlendirmeden önce Uygur Türkleri geçmişine hızlıca bir bakmak lazım::
Köklü bir devlet geleneğine sahip Uygurlar, 1760 yılında Çin istilasına maruz kalıyor. 1863 yılında başlayan kurtuluş hareketi sonrası bağımsızlıklarını kazanıyorlar. 14 sene varlığı devam eden bu devlet Osmanlı ile temasa geçiyor ve Doğu Türkistan Devleti olarak Osmanlıya tabi oluyor. 1876'da Çin yönetimine geçiyor. Dehşet bir şekilde imha ve asimilasyon hareketi başlıyor, yer isimleri toptan Çince olarak değiştiriliyor.1933 ten 1968 e kadar defalarca bağımsızlık mücadelesine girişiliyor.
1953 te Doğu türkistan çapında Çinlilerin vahşi uygulamalarına karşı silahlı ayaklanma başlıyor. Komunist Çin orduları komutanı, Doğu türkistan Celladı Vang Cin, devrim aleyhtarı unsurları yok etmek bahanesiyle 250 binden fazla insanı katlediyor. 1955 te Hoten, Atçu ve Aksu'da büyük ayaklanmalar meydana geliyor. Çin ordusu silahsız insanlar üzerine ağır ateşli silahlarla ateş açarak yüzlerce insanı katlediyor yine.
1967-68 yılları arasında 300 den fazla silahlı teşkilat ortaya çıkarılıyor ve mensupları kurşuna diziliyor.
Çin hükümetini derinden sarsan olay 1990 yılı nisan ayı başlarında Kaşgar'ın Baren kasabasında işgale karşı silahlı ayaklanma olarak patlak veriyor. Doğu Türkistan İslam Partisi mücahitleri Çinli askerlerle savaşıyor ve büyük bölümü çatışmalarda şehit oluyor, binlerce Türk tutuklanıyor.
O zamandan bu yana çeşitli şekillerde Uygurların özgürlük mücadelesi devam ediyor.
Bir hatırlatma: Şu an Çin zulmüne maruz kalan insanlar Cumhurbaşkanlığımızın forsundaki 16 yıldızdan biriyle temsil edilen yaklaşır altı asır hüküm sürmüş Uygur Devletininvarisidir.
Çin hükümeti Doğu Türkistan(Sincan bölgesi)a üretim yatırımlarında bulunuyor fakat bu fabrikalarda göçle iskan ettirdiği Çinlileri istihdam ediyor. Yerli Uygurlara (özellikle kadınlara) ise daha uzak bölgelere zorunlu çalışmayı şart koşuyor ve bu insanlar üzerinde taciz tecavüz gırla gidiyor. Buna karşı çıkan Uygurlar ise isyancı durumuna düşüyor.
Ayrıca ABD'nin dünyaya yaydığı İslamofobiden hareketle Doğu Türkistanda bağımsızlık mücadelesi veren aydınlar da uluslararası platformda aşırı İslamcı olarak El kaide düzeyinde tanımlarak bağımsızlık mücadelelerine terörizm yaftası yapıştırılmaya çalışılıyor ve hatta başarılı da oluyorlar.
Bir yandan da yine ABD sömürgeni Uygurların bu hareketlerini Çin üzerinde baskı kurabilmek maksadıyla kullanmayı ihmal etmiyerek "Sürgündeki Doğu Türkistan hükümetinin" kurulmasını sağlıyor. (Belki bu noktada Mehmet ALTAN'ın "Uygur Kürtleri" tanımı bir yere oturabilir. Bilmem size bir yerden tanıdık geldi mi?)
Bu ahval üzerine ABD'nin "Türkiye artık bölgesel güç" diye tanımlayıp da, biz üzerindeki tesirimizi kaybettik dediği Türkiye'ye Uygur Türklerinin fil savaşı altında ezilmesine müsaade etmeyecek bir politika izlemek yakışır. Hazır BM güvenlik konseyi dönem başkanı da olmuşken; hükümetimizin bu öve öve bitiremediği, büyük bir zafer olarak tanımladığı görev, dünya siyasetinde ne boka yarıyormuş, biz necip Türk Milletine ve dünyaya göstermiş olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!
Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.