Ben yazıma bir giriş olarak anadilde öğretim’in anadili öğrenmek anlamına değil, okul öğretimleri boyunca bütün derslerin anadilde yapılacağı anlamına geldiğini 1001’inci defa yazacağım. Ama bu basit gerçeği bilmeyenler ya da bilerek anlam karışıklığı yaratanlar var. Örnekleri birlikte okuyalım:böyle diyor ve altına da gazetelerin köşe taşlarının anadil ile ana dili arasındaki farkı anlayamamış yazarların köşelerinde yazdıkları paragraflarını, tarihleriyle birlikte alıvermiş.
Ben ki şurada kendi halinde yazan, sıradan bir vatandaş olarak dahi memleketinde yaşananlardan duyduğu tedirginlikleri dile getiren birisi olarak bile bu basit, akademik ve pratik ayrıma varamamış insanların,
insanlarımızın dimağına nüfuz etmesini esefle seyrediyorum. Elimden geldiğince, dilim döndüğünce burada Kürtçe ve anadil öğretimi konusunda bu ayrımı dile getirdim. Ama yüz binlere ulaşan bu köşe taşlarının yanında benim gibi blog yazarlarının 80-90 kişiye ulaşan fikirleri ne kadar etkili olabilir ki? (Gün olur sesimiz duyulur elbet, bıçağın kemiğe dayandığı gün!)
Neyse ben yine de bu vesile ile buradan ilgili ayrımı dile getiren akademik çalışmanın bir kısmını paylaşayım :
Ana dil ve ana dili terimlerindeki “ana” ögesinin işlevi önemlidir.
Ana dil; Bugün ses yapısı, şekil yapısı ve anlam bakımından birbirinden az çok farklılaşmış bulunan dil ve lehçelerin, kök bakımından bilinmeyen bir tarihte birleştikleri ortak dil: Ana Türkçe, Ana Moğolca, Ana Altayca, Roman dillerine kaynaklık eden Latince gibi (Korkmaz 1992: 8).
Belli dil öbekleri içinde toplanan ve akraba oldukları kabul edilen dillerin aslını oluşturan kaynak dil. Altay dili Türkçe, Moğolca ve Mançu-Tunguzcanın ana dili kabul edilir. Latince Roman dillerine göre bir ana dildir ...
Ana dil Türkiye Türkçesinin ortak dilidir ve Türk vatandaşı olan herkesin duygu ve düşüncelerini paylaşmasında temel araç olarak görev yapar. Bu dilin kaynağı Türk Dili, eğitim ve öğretim söz konusu olunca da inceleme, araştırma alanı Türkçedir. Edirne’deki memur, Ankara’daki milletvekili ve Hakkâri’deki öğrenci kuralları bilinen bu ortak dili kullanmaktadır. Bireyi kuşatan, ona ruh ve güç veren dil, bu dildir.
Türkçenin eğitim ve öğretimiyle ilgili her tür konuşma ve ilgili yazılarda yanlış kullanım “ana dili” göstereninde, teriminde de görülmektedir.
Ana dili; İnsanın doğup büyüdüğü aile ve soyca bağlı bulunduğu toplum çevresinden öğrendiği, bilinç altına inen ve kişilerle toplum arasındaki ilişkilerde en güçlü bağı oluşturan dil (Korkmaz 1992: 8).
Kişinin önce annesinden ve ailesinden, daha sonra da sosyal çevresinden öğrendiği, şuur altına yerleşen ve onun toplumla kendi arasındaki bağlarını oluşturan dil (Topaloğlu 1989: 24).
Kişinin önce annesinden ve yakın çevresinden, sonra daha geniş çevreden ve ulusal olanaklardan yararlanarak öğrendiği dil. Her Türk için Türkçe anadilidir (Koç 1992: 28).
İnsanın içinde doğup büyüdüğü aile ya da toplum çevresinde ilk öğrendiği dil. Ana dili bilinci dili yabancı ögelere karşı savunur ( Vardar ve diğerleri 1988: 20).
İnsanın çocukken ailesinden ve soyca bağlı olduğu topluluktan öğrendiği dil (TDK Türkçe Sözlük 2005: 93).
Tanımlardan da anlaşıldığı gibi “ana dili” teriminde “ana” niteleyen değil, “dili” kelimesinin açıklayıcısı, tamlayanıdır. Çocuğun annesinden, babasından okul öncesi dönemde çevresinden öğrendiği ve kullandığı dil söz konusudur. Dolayısıyla “ana” ögesinin yerine “anne” kelimesi getirilebilir. Hâlbuki bu kesinlikle doğru değildir. “Ana dil” teriminde “ana” kelimesinin yerine “anne” kelimesi konulamaz. Çünkü, tarihin her döneminde, her ülkede az ya da çok anne dili; ana, ortak dil ile aynı olmayan aileler vardır. Okul öncesi dönemde, dar bir çevrede annesinin, ailesinin, mahallesinin, köyünün dili; ortak, ana dil ile aynı olmayan ülke vatandaşlarının olduğu bilinmektedir.
Dil bilimi toplumsal ya da bireysel özellikler taşımasına göre dil türlerini; ana dil, ortak dil, edebî dil, özel diller, argo, jargon, yapma diller şeklinde sıralamaktadır. Burada da önemli bir dil türü gözden kaçmış ve bu dil türüne yer verilmemiştir. Bu dil türü bireysel dil özellikleri ağır basan, annesinin dili Fransızca, İngilizce. Almanca, Arapça, Türkçe vb. olmayan, fakat Fransız, İngiliz, Alman, Arap, Türk vatandaşı olan insanların okullu dönem öncesinde kullandıkları bir dil vardır ki, o dilin de adı anne dili olmalıdır.
Her ulus için anne dilleri anne sütü gibidir. Bir yaşa, döneme kadar anne dili çocuk için gerekli ve önemlidir. Her ülkede okullu dönem ile birlikte anne dillerinin yerini, o ülke insanını birleştiren, koruyan, bir harç, şemsiye olarak ana dil alır ve birey artık ana dil bilinciyle hareket eder, etmelidir. Türkçenin eğitim ve öğretiminden söz ederken de artık çocuğun annesinin, çevresinin dilini çağrıştıracak olan ana (anne) dilinin yeri yoktur. Okullu dönemin iyileştirmeğe çalıştığı dil, ana dil’dir, yanlış anlamalara, çağrışımlara meydan verecek ana dili değildir. Kaynak :Ana dil mi, ana dili mi? Prof.Dr Mukim SAĞIR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!
Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.