Kısa dalga yayın

7.06.2009

Yazasım yok

yazasım yok
yine de klavyeye sarıldım
ham bir armut gibiyim manav tezgahında
ya da  bir hıyar, mevsimi geçmiş turfanda
çok mu ayıp hala yazmak istemek?
neyse zaten hiç halim yok

Evet öyle, hiç halim yok memleket kurtarmaya. :) Geçen bir ay kadar, gelecek iki ay da şahsım adına epey yoğun geçecek gibi.Memleketten önce, biraz kendimi kurtarmam lazım işten güçten. Daireyi taşıyacağız yeni binaya ama lanet binanın işleri bir türlü bitmiyor. Adi müteahhit, bir bina yapmış ki neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Tesisatlar çalışmaz, duvarlar nem içinde, üst katın akarları bizim katın tavanlarından sızar vs vs. Hadi onları da geçtim tefrişat alımları, nakli, taşınması bir bela, mevcut ağ vb tesisatların kontrolü, çalışır hale getirilmesi başka bir bela. Hep demişimdir; kamu binalarının yapımı mimarların, müteahhitlerin deneme tahtasıdır diye. Adamlar kafalarına göre birşeyler denerler adam gibi bir sonuç verirse özel sektör projelerine eklerler yoksa ne ala! Devletin sırtına bela. Bizim memlekete bir resmi daireler kampusu yaptılar ki akıllara zarar. İşte o belanın bize düşen kısmıyla uğraşmaktan ne kafa kalıyor ne tâkat. Hele ihtiyaçlar için ödeme talepleri, alım evraklarının hazırlanması tam işkence. Evrakları hazırlarsın tomar tomar tam fiyat alımına çıkacaksın, karar değişir sil baştan tomar tomar evrağı yenile, imzalatmaya dolaş...
Aslında dairede dönen saçmalıkları, insanların birbirlerini çekememezlikleri, ego savaşlarını yazsam tam geyik olur da hele bu devirde mimlenmek biraz sakat gibime geliyor. Hele ki böyle bir kurumda! Bakalım belki bir ara popom yerse yazmaya başlarım, olmadı 20-25 sene sonra hatırat olarak yayımlarız. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!

Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.