
Çok da zor değil. En basitinden bir örnekle açıklayayım: İnsanların hukuktan doğan çeşitli hakları vardır ve bu hakları hukuki yollardan edinir veya hukuki bir işlem sonucu kaybederler.
Hukukta esas alınan belge, beyanatta sahtecilik, aldatma yapılarak yargı aldatılabilir. Düzenlenen sahte belgelerle bir kişinin bir şirket üzerindeki hakları tamamen elinden alınabilir ta ki o belge. beyanatın sahte, düzmece olduğu ortaya çıkana kadar.
Ergenekon vb soruşturmalarda savcılık makamı ve mahkemelerin sahte belge, yalan ifade ve kurgularla yanıltılması imkanı mümkün. Çünkü savcı önüne gelen iddiaları, verilen ifadeleri, saçılan belgeleri araştırmak ve soruşturmak zorundadır, görevi budur. Bu konuda elbette ki şüphem yok.
Asıl rahatsızlık veren ve şüphe uyandıran konu ise soruşturma süresinin yaklaşık bir yıla yakın bir zaman alması ve henüz iddianamenin ortaya konulmamış olmasıdır. Değer verdiğimiz bazı insanların, henüz net bir şekilde öğrenemediğimiz sebeplerle gözaltına alınmaları üzüntü veriyor.
Masum olduğuna inandığımız insanların gözaltına alınmalarından dolayı, yargı yerine medyanın hüküm vererek adeta suçluymuşlar gibi afişe etmeleri kadar adi, şerefsizce bir eylem olamaz heralde!
Sayın savcının eline gelen veriler ışığında hazırlanmış bir iddianamesi yok, mahkeme tarafından davanın kabul edildiği ve hüküm verildiği de yok. Medya ve paranoyak iktidar kendi kendine gelin-güvey oluyor.
Hiç kimsenin gözardı edemeyeceği bir husus var o da : Suçu ispat edilene kadar herkesin masum olduğudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Türkçe kullan ey millet, dilinden utanma olma illet!
Türkçe yazım kuralarına riayet etmeniz, yazdıklarınızın daha anlaşılır olmasını sağlar.
Türkçe her yerde Türkçe'dir, kağıt üzerinde de internet sitelerinde de.
Türkçe yazım kurallarına bir göz atsam iyi olur diyorsanız bu bağlantıyı tıklayınız.