
Şahsen beklediğim bir karardı fakat umduğum bir karar değildi. Şöyle ki: AKP'nin kapatılmasının ardından iktidara talip olacak hiçbir siyasi oluşum yok. Ortaya çıkacak boşluk da elbette ki alt yapısı hazırlanan ve AKP nin arka bahçesinden gelen yeni oluşumla doldurulacaktı.
İşte bu noktada, çok önemli bir konuya parmak basmak isterim: Muhalefet!
Milletçe şu an içinde bulunduğumuz ve daha sonra karşılaşacağımız ne varsa, bunda iktidar 1 defa sorumluysa muhalefet iktidarın 10 katı kadar sorumludur ve sorumlu olacaktır. Ne yazık ki muhalefet bunun farkında değildir.Bu noktadan hareketle; içinde çarpıcı tespit ve fikirler bulunan ve bol bol soru soran, Y.N.Öztürk'ün "Allah ile Aldatmak" isimli kitabından bir kaç paragraf ve bir iki soruyu paylaşıp daha sonra bunlar hakkında birşeyler söylemek icap ediyor.
...AKP hakkındaki kararın ardından bir süre bu sorulara cevap arayışına girmemiz gerekli. Ben şimdilik soruları paylaştım, cevapları da elbette paylaşacağım.
Türkiye'yi Allah ile aldatma zehirinin panzehiri ancak İslam'ın gerçeği içinden çıkarılabilir. Başka bir yol yoktur. Bunun için, laikliği din üzerinden yapılan tahribata seyirci kalmak anlamında algılamaktan vazgeçmek gerekiyor. Ne yazık ki, kendisini laik olarak tanımlayan bir çok aydın ve siyasetçi bu gerçeğin çok uzağında hatta karşısında bulunuyor.
"Ben laikim, din söylemi kullanmam" diyerek kenara çekilmek ve meydanı Allah ile aldatanların kullanımına terk etmek suretiyle dinci tahribata laiklik adına örtülü bir destek veren zihniyet, işte bunların temsil ettikleri "havaleci-beleşçi" zihniyettir. Bu zihniyetin bugünkü Türkiye'de en büyük gaflet ve dalaletin sembolü sayılması gerektiği kanısındayız.
Bu gaflet ve dalalet zihniyetine bir kaç soru sormak isteriz:
1. Bu ülkenin bin yıldır yaşadığı dinin adını, Kur'an'ın açık yasağına rağmen "Ilımlı İslam" olarak değiştirme hakkını kendisinde bulan ABD ve AB kurmayları sizden daha mı az laiktir? Onlar, sizin ülkenizde bu müdahaleyi yaparken sizin sessiz sedasız durmanızın akli bir izahı olabilir mi? Olabilirse nedir? Sizin bu sessizliğinizin Türkiye'ye zararı var mıdır?
...
3. Laikliği esas alarak dine kayıtsız kalmanın "din istismarına bulaşmama" kaygısıyla izahının mümkün ve makul olduğuna inanıyor musunuz? İnanıyorsanız aşağıdaki 4 numaralı soruyu cevaplayın, inanmıyorsanız gereğini yapın.
4.İstismar edilen ve bu istismarla bir ülkenin tahribinde kullanılan bir dinin söylemlerini o tahrip ve istismarı durdurmak ve aşmak için kullananlara da "din istismarcısı" denebilir mi? Denirse, din istismarı hangi değerler kullanılarak aşılacaktır? Denmez ise az önce andığımız zehire panzehir üretmek için din söylemi kullanan yaklaşımları neden "antilaik" ilan ediyorsunuz?