Bir çocuğun elinden eğlenmek veya cezalandırmak maksadıyla hiç şekerini aldınız mı bilmiyorum, bunu denediğinizde göreceksiniz ki bugün MHP ve AKP'nin başörtüsüne yükseköğrenimde serbestlik getirmesi için yaptığı teklife muhaliflerin tepkisi o elinden şekerini aldığınız çocuğun tepkisiyle aynıdır.
Bir siyasal simge olduğu gerekçesiyle yükseköğrenimde takılmasına karşı çıkılan türban, bu ikili sayesinde siyasi simge türban dışında halkımızın geleneksel olarak başını örtmek için kullandığı bağlama şekliyle ele alınarak inancı gereği başını örten insanlara yükseköğrenimde bir şans tanımak için güzel bir fırsat. Gel gör ki bu insanlara bunu çok görenler eksik kalmıyor. MHP ve AKP'nin teklifine karşı çıkan güruhların tavırlarını ele almam arzusundayım.
1 - Başı türbanla örtülü olup, şeklen tarif edilen örtünmeye karşı olanlar:
Bu insanların tavırları başlarındaki örtünün amacının samimiyetine gölge düşürüyor ve illa da türban diye tutturuyorlar. Madem inancın gereği başını örtme peşindesin inançlı bir insan için biçim, karşı çıktığınız kadar belirleyici olmamalı. İslam'ın özü itibariyle amaç/niyet önemli olduğundan biçime takılıp kalmak inancın istismara dönüşmesinin en büyük belirtisidir. Durum itibariyle bir karar vermeleri gerekiyor: İnandıkları gibi başlarını örterek öğrenim görmek mi istiyorlar yoksa başlarındaki örtüyle takiye yapanlara alet olmak arzusundalar mı?
2- Başı örtülü olmayıp kadın/erkek, şeklen tarif edilen örtünmeye karşı çıkanlar:
Bunların tavırları en çok gülünesi olanı. İlk etapta türban bir siyasi simge deyip popoları yırtınırcası tv ekranlarında ve gazete köşelerinde laiklik elden gidiyor diye çığırtkanlık yaparlar. Hadi türban siyasi simge dedin, yükseköğrenimde türbanı yasaklayıp başörtüsünü geleneksel olarak biçimleyerek serbestlik getirdin, bu sefer de vay anam bu özgürlük/serbestlik değil üniforma veya tektipe uydurma çığırtkanlığı başgösteriyor. Gel de şimdi bunlara poponla gülme! E hani senin derdin türbanlaydı, türban sorununu çözdün de tek tipin derdi mi aldı?
Şöyle üniforma tanımına bi bakalım:
1 . Aynı işi yapanların giydikleri, tüzükle belirtilmiş, bir örnek giysi.
2 . Silahlı kuvvetlerin resmî giysisi.
Tek tip kıyafet yaklaşımına da uymuyor bu benzetme çünkü sadece bağlama şekli belirtilmiş ayrıca başa bağlanacak örtü için renk, ölçü, desen gibi tek tipe yönlendirecek betimlemeler veya başını bu şekilde örten, üstüne şu şekilde bir kıyafet altına şöyle bir etek ayaklarına da şu şekilde bir ayakkabı giyecek şeklinde bir tanımlama da yapılmamış. E bu nasıl tek tip? (Allah'ınızı severseniz demiyorum) Lütfen, ne olur şu tv ekranlarında ettiğiniz sözleri programdan sonra seyredip de kendinizle ne kadar çeliştiğinizi , ne kadar komik ve aciz duruma düştüğünüzü bi seyredin (yine Allah aşkına demiyorum - takiye olmasın diye(!) ) neye inanıyorsanız onun aşkına!
3- Yükseköğretimde başörtüsü serbestliğinin başı açıklara baskı unsuru olarak kullanılacağını savunanlarla, ülkenin yurtdışı imajını düşünenler
O kadar senedir başı örtülü olanlara ev,mahalle, kasaba, şehir ne kadar baskı varsa yaparak başlarını açmaları yönünde ellerinden geleni ardlarına koymayanlar sadece iş dünyası açısından ne kadar başarılı oldular ki başı örtülü olanlar o kadar baskıya sebebiyet verebilsinler. Ne o, yoksa başı açık olan hatun kısmısının aydınlığına inancınız yok mu yoksa? Siyasetinizde başı örtülülerin karşısına seçenek yaşam formu olarak sunduğunuz başı açık hatun kısmısı o kadar zayıf iradeli mi, Cumhuriyet çocuğu olmayı bu kadar ucuza satabilecek bir potansiyel mi? Ben inanmıyorum!
Var ya aslında başörtüsü hikaye, kapitalist düzen ülkemizde kadın korkusunu örtüyle birbirlerine düşürerek aradaki birliği kırmaya çalışıyor. Öteki benim yaşam alanıma müdahale edecek korkusu yaratılarak kadınların hemcinsleriyle ve toplumla uyumu parçalanmaya çalışılıyor. İnsanların başının açık yükseköğrenim görmesi sanki yurtdışında ülke imajını çok değiştirmiş de hala daha bu savunuluyor. Medya ve haber ajansları, sanat dünyası dışarıya neyi yansıtırsa dışarıda o tanınır. Ülke imajı konusunda asıl sorun başı örtülü insanlar değil asıl söz ettğimi unsurlardır. İmaj konusunda takıntılı olanlar bu unsurları göden geçirmeli. Avrupa ve ABD'nin popüler sinemasına baksan; her ecnebi kadını bir bakış ve bir içkiyle yatağa atılacak bir seks aracı, gençleri uçkurundan başka bir şey düşünmeyen geri zekalı zibidiler vs. ama gerçek öyle mi?
4- Türban ve başörtüsü konusunda kadınlara hiç söz hakkı verilmemesi konusunda feveran edenler
Türban sorunu ne kadın ne de erkek meselesidir. Bütünüyle siyasi bir sorundur. Bu sorunun çözümü yönündeki çalışmalarda kadınların da bulunması güzel olurdu fakat kadınlara söz hakkı verilip verilmemesi bu sorunun çözümünde erkek görüşünden farklı şeyler ortaya çıkarmayacaktır. Bu tutum aptal feminizm örneğidir. Yani meydanda olan erkeklerin dile getirdiklerinden farklı birşey mi söyleyecekler? Elbette hayır, zaten medyada görüyoruz.
Çözüme yönelik girişime karşı çıkanların laiklik, anayasa temelinde savunmaları afaki yaklaşımlar. Bu sorunun bin an evvel çözülüp, yasama ve yürütmenin ülke geleceğine yönelik gerçek sorunlara yönelmesini ve bu çözüm girişiminin toplumsal huzur açısından başarıya ulaşmasını temenni etmekten başka bir şey gelmiyor insanın elinden.
evet malesf inasanlarımız böyle özgür ve demokratik bir ülkede özgürce dinlerini yaşayamıyolar...O laiklik diye bağıranlar laiklik dinin yaşanmasını yasakalnması mı yoksa din ve vicdan özgürlüğünün özgürleştilmesi midir?Bunu ilkokuldaki çocuğa sorsan bilir ama onlar bilmiyor.Bunu öğretiyolar.Ama kendini çağdaş sana bazı insanlar din ve vicdan özgürlüğüne karşı çıkıyolar...
YanıtlaSil